İnsanoğlu tarih boyunca yaşadığı dünyayı, hayvanları, bitkileri, gökyüzünü, uzayı incelemiş ve bu alanlarda çeşitli bilim dalları, disiplinler ve prensipler üretmiştir. İnsan, gözlemini hep dışarı doğru yapmıştır çünkü dışarıyı gözlemlemek, hakkında çıkarımda bulunmak kolaydır ama insanın kendisi için durum tam tersidir, insanın kendini gözlemlemesi, tanıması ve kendisi veya başka bir insana dair çıkarımda bulunması galaksileri gözlemesinden, bir bakterinin hareketini incelemesinden çok daha zordur. Çünkü insan dış görünüşünden ziyade ruh alemiyle insandır. İnsan kendi dışında gözlemlediği her şeyi dış görünüşlerine, hareketlerine göre tanımlar ve sınıflandırır nitekim insanın kendi hakkında yaptığı sınıflandırmalar da çoğu zaman dış görünüşüne yönelik sınıflandırmalardır. Biz bugün insanın iç dünyasına doğru bir yolculuğa çıkacak, hakkında bildiklerimizin bir damla olduğu bu alemin en önemli parçalarından biri olan, insanların çeşitli iç ve dış etkenler dolayısıyla yaşadığı Psikolojik Hastalıklar hakkında konuşacağız.
Bipolar Bozukluk: Kişinin, anlık ve keskin duygu değişimleri yaşadığı bir hastalık olan Bipolar Bozukluk, İkiuçlu bozukluk veya Manik-Depresif hastalık olarak da bilinir. Bu hastalığı yaşayan kişi kendini bir anda kendini çok iyi ve mutlu hissederken kısa bir süre sonra depresif ve içine kapanık hale gelir. Bipolar bozukluğun en belirgin özelliği kişinin ruh halinin hep uçlarda olmasıdır. Bipolar en yüksek seviyedeyken kişi hiperaktif bir ruh halinde olur ve çok mutlu hisseder ama ani bir değişimle depresif ruh haline büründüğünde ise dış dünyaya kendini kapatır hatta intihara meyledebilir. İleri seviyede değilse yılda birkaç kez meydana gelir ve kişi bunu fark edebilir ama ileri seviye bipolar bozukluk yaşayan hastaların bu durumu fark etmesi pek mümkün değildir. Genetik aktarımla kişiye geçebildiği gibi sonradan yaşanan travmalar da bipolar bozukluğu tetikler.
Anksiyete: Anksiyete veya diğer adıyla kaygı bozukluğu hemen hemen her insanın günlük hayatının bir bölümünde yaşaması olağandır. Zaman içerisinde yaşadıklarımız ve çevremizde gerçekleşen olaylardan dolayı endişelenmek, geleceğimiz hakkında kaygı duymak normal karşılanabilecek davranışlardır fakat bu kaygı ve endişe hali şiddetlenip süresi uzarsa psikolojik bir hastalıktan bahsedebiliriz. Anksiyete bozukluğu bulunan kişilerde sürekli bir endişe hali ve yaşanan veya yaşanabilecek olaylara karşı korku durumu mevcuttur. Kimi zaman Panik atak krizleriyle bu endişe ve korku dışa vurulur. Anksiyetesi olan kişi her zaman en kötü senaryoyu düşünür ama bu düşünceler onun kontrolü dahilinde gerçekleşmez. Toplumun yaklaşık %20’si bu hastalıktan muzdariptir ve araştırmalara göre bu rahatsızlık kadınlarda daha çok görülmektedir. Kaygı bozukluğu yaşayan kişinin sosyal hayatı sekteye uğrar, işinde veya okulundaki verimi düşebilir. Kısacası bu hastalığı yaşayan bireylerin hayat kalitesi oldukça azalmaktadır. Anksiyete bozukluklarının nedeni tam olarak anlaşılmamış olsa da yaşanan travmatik olaylar, sağlık sorunları, kalıtsal faktörler gibi etmenler bu hastalığı tetikleyebilir.
Psikotik Bozukluk: Psikotik bozukluklar kişide anormal düşünce ve algılara sebep olan ve kişinin gerçeklikle bağını kopartan psikolojik hastalıklardır. Psikotik bozukluklar kişinin gerçeği hayalden ayırt edebilme ve gerçeği değerlendirme yetisini bozduğu için daha ciddi ruh hastalıklarını kapsar. Bu tür hastalıkların başlıca belirtileri kişinin yaşadığı halüsinasyonlar ve hezeyanlardır. En yaygın halüsinasyon türü işitseldir, kişi hayali sesler duyduğunu zanneder, bu seslerle uzun süre konuşur hatta bu sesten komut alabilir, kişinin karşısındaki insana veya eşyalara zarar vermesinin en büyük sebebi de aldığı bu hayali komutlardır. Daha az rastlanan halüsinasyon türlerinde ise kişi gerçekte olmayan ama hastaya gerçek gibi gelen görme, hissetme veya koku alma gibi durumlardır. Bu grubun en bilinen ve en sık rastlanan hastalığı şizofrenidir, bir beyin hastalığı olan şizofreninin toplumda görülme olasılığı %1’dir ve şizofreni rahatsızlığı bulunan kişi gerçeği değerlendirme, duygularını kontrol etme, yargıda bulunabilme ve iletişim kurma gibi yetilerini kaybeder. Çok karıştırılan bir husus ise şizofreninin zekâ geriliği ile benzer sanılmasıdır aksine bu hastalığın zeka ile hiçbir ilgisi yoktur.
Kişilik Bozuklukları: Kişilik bozukluğu hastanın sağlıksız bir düşünme ve davranış tarzına sahip olduğu bir tür zihinsel bozukluktur. Kişilik bozukluğu olan kişi, olayları, durumları ve insanları algılamakta ve ilişkilendirmekte zorlanır. Bu bozukluk hastanın sosyal ilişkilerinde, iş okul ve aile hayatında sorunlar yaşamasına sebep olur. Bazı durumlarda hasta bu hastalığının farkında olmaz ve davranışları kendine normal gelir. Bu yüzden karşılaştığı olumsuz durumlarda başka insanları suçlar ve hastanın hali içinden çıkılmaz bir hal alır. Kişilik bozuklukları çoğunlukla bireyin ergenlik döneminde, kişiliğinin gelişip olgunlaşmaya başladığı dönemde meydana gelir. Kişilik bir insanın kendini tanıması ve tanımlamasında büyük öneme sahip bir olgudur ve kişilikte meydana gelen herhangi bozukluk kişiyi ve çevresini çoğu zaman geri döndürülmez bir biçimde etkiler. Kişilik özelliklerinin bazıları genetik olarak aile bireylerinden miras olarak gelir, bazılarıysa çevresel faktörlerin etkisiyle gelişir.
Madde Bağımlılığı: Madde bağımlılığı ya da madde kullanım bozukluğu da denen bu hastalık, kişinin bir maddeyi kendisine ve çevresine zarar verecek miktar ve metotlarla kullanması sonucunda olur. Bu maddeleri uyuşturucular, alkol, yatıştırıcılar ve uyku hapları gibi psikiyatrik ilaçlar diye gruplandırabiliriz. Bu maddelerin aşırı tüketimi yahut bağımlılık kazanıldıktan sonra kullanılmaması durumunda kişide hayal görme, hafıza, cinsel veya uyku bozuklukları gibi fiziksel bulgular gözlemlenebilir ayrıca kişi bu durumlarda olağandışı bir biçimde saldırganlaşır. Ayrıca maddenin etkisiyle kişide anti-sosyal davranışlar ve uzun süreli kişilik değişimleri yaşanabilir. Madde bağımlılığı birey dışında toplumda da büyük olumsuz etkiler bırakır, suç oranları artar, güven ortamı zayıflar. Bu hastalığın en büyük sebebi çevre etkisidir, özellikle genç bireylerin merak duyguları ve arkadaş çevreleri madde kullanımına başlamasının başlıca sebeplerindendir.
Bu videoda insanın yani kendimizin karanlıklarla dolu iç dünyasını aydınlatmak ve ahaliye tanıtmak için bir mum yakmak istedik, umarım başarılı olmuşuzdur, takipte kalın..
0 Yorum