1998 yılıydı… Kazakistan Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı olan Nursultan Nazarbayev, ülkenin başkentini 70 yıldır başkent olan Almatı’dan Astana’ya taşımıştı. Peki, neden? Nazarbayev, başkenti Astana’ya taşıyıp burada fütüristik bir şehir inşa ederek neyi amaçlıyordu? Bu başkent değişikliği Kazak içişlerine nasıl etki etmişti? Gelin videonun devamında hep beraber öğrenelim.
(intro)
Kasım 1917’de Bolşevik İhtilali’yle Petrograd’da merkezî hükûmet çökmüştü. Bu otorite boşluğunda Kazaklar -ki bunlar daha sonra resmen “Kırgız” olarak anılacaktır- Alaş Otonomu’nu kurarak 2 yıllık kısa bir özerklik dönemi yaşadı. 26 Ağustos 1920’de Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti içinde Kırgız Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kuruldu. Kırgız ÖSSC bugünkü Kazakistan bölgesini içeriyordu, ancak idari merkezi çoğunlukla Rus nüfuslu bir Orenburg kasabasıydı. Haziran 1925’te Kırgız ÖSSC, Kazak Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti olarak yeniden adlandırıldı ve idari merkezi Kızılorda kasabasına, Nisan 1927’de ise Almatı’ya taşındı. 5 Aralık 1936’da Kazak Otonom Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti’nden (RSFSR) ayrıldı ve Kazakistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kuruldu. 25 Ekim 1990’da Kazakistan, Sovyetler Birliği içinde bulunan bir cumhuriyet olarak kendi topraklarındaki egemenliğini ilan etti. Ağustos 1991’de Moskova’da yapılan darbe girişiminin ardından Kazakistan, 16 Aralık 1991’de bağımsızlığını ilan ederek bağımsızlığını ilan eden son Sovyet cumhuriyeti oldu. On gün sonra ise Sovyetler Birliği resmen dağıldı. Kazakistan’ın Sovyetler dönemindeki lideri Nursultan Nazarbayev, ülkenin ilk Cumhurbaşkanı oldu.
Nazarbayev, hükümetle birlikte 1998 yılında başkenti Almatı’dan Akmola’daki yeni kurulan kente taşıma kararı aldı. Bu yeni kurulan kente Kazak dilinde başkent anlamına gelen Astana ismi verildi. Bu kararın alınmasında belli başlı sebepler vardı.
Bu sebeplerden biri ülkenin başkentini daha merkezi bir yere taşımaktı. Eski başkent olan Almatı, ülkenin doğusunda bulunuyordu ve Kırgızistan sınırına yalnızca 20 kilometre uzaklıktaydı. Astana ise doğu ve batıya nispeten eşit uzaklıktaydı. Yalnızca kuzeye biraz daha yakındı. Rus sınırına olan uzaklığı 280 kilometreydi. Ancak başkentin ılıman bir iklime sahip olan güneyden kuzeydeki bozkırlara taşınması da başka bir sebeple ilgiliydi.
Eski Kazakistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti döneminde yıllarca süren yokluk, savaş ve kızgınlık yüzünden bölgede Kazak nüfusu azınlık haline gelmişti. 1959 yılında Kazaklar nüfusun sadece %30’unu oluştururken Ruslar %43’ünü oluşturuyordu. Ve Rus çoğunluk daha çok ülkenin Rus sınırına yakın olan kuzey kesiminde varlık gösteriyordu. Sonraları Kazaklar ve Ruslar arasındaki nüfus uçurumu azalsa da yine de ülke sınırları içerisinde özellikle kuzey bölgesinde çok fazla Rus vardı. Nazarbayev, ilerleyen zamanlarda bu kesimde ayrılıkçı hareketler görülebileceğini düşünüyordu. Aynı bugün Ukrayna’daki Luhansk ve Donetsk’te olduğu gibi. İşte bu yüzden Kazak nüfusu bir şekilde kuzeye kaydırarak Rusların buralarda ayrılıkçı hareketlerde bulunmasına mani olmak istiyordu.
Başkentin taşınmasının bir diğer amacı da ülke nüfusunun tek bir merkezde toplanmasını engellemekti. Aynı Türkiye’deki İstanbul ve Ankara, ABD’deki Washington ve New York, Almanya’daki Berlin ve Hamburg, İspanya’daki Madrid ve Barselona, Rusya’daki Moskova ve St. Petersburg gibi. Bugün Almatı’nın 2 milyon Astana’nın ise 1 milyon nüfusu var. Yani Kazakistan’ın başkenti en kalabalık şehri değil. Bu aynı zamanda yeni tarım ve sanayi alanı oluşturacak ve ülke ekonomisi tek bir şehirde toplanmayacaktı.
Ancak Nazarbayev’in başkenti taşıma konusundaki en büyük motivasyonu ise onun imzasını taşıyacak bir başkent kurulacak olmasıydı. Almatı, 1854 yılında Rusların doğuda sınır kalesi olarak kurduğu bir şehirdi. Şehirdeki binalar Çarlık ve Sovyet mirasını taşıyordu. Nazarbayev ise yeni kuracağı başkentte yeni bir planla onun da imzasını taşıyacak tamamen bağımsız Kazak ulusunun inşa edeceği bir şehir düzeni kurma kararı aldı.
Astana, Kazakistan’ın başkenti olduktan sonra büyük bir değişim gösterdi. Modern Astana planlı bir başkent olup ana planı Japon mimar Kishō Kurokawa tarafından tasarlandı. Kazakistan hükûmetinin merkezi olan Astana, Parlamento Binası, Yüksek Mahkeme, Ak Orda Sarayı ve çok sayıda devlet dairesi ve ajansının yanı sıra birçok fütüristik bina, otel ve gökdelene ev sahipliği yapıyor. Bayterek Kulesi, Hazret Sultan Camii, Nur Astana Camii, Han Çadırı, Barış ve Uzlaşma Sarayı, Kazak Eli Anıtı ve Balık Köprüsü bu fütüristik yapılardan sadece birkaçı. Tabii bu yapıları yapmak kolay bir şey değildi. Yeni bir başkent kurup fütüristik yapılar inşa etmenin maliyeti milyarlarca doları buluyordu. Kimileri Nazarbayev’i kendi zevki için devlet hazinesini bu yapılara harcadığı sebebiyle eleştirirken kimileri de bu fütüristik şehrin kurulmasından memnundu. 2019’da ise 28 yıl devlet başkanlığı yapan Nursultan Nazarbayev’in görevden çekilmesini takiben kendisinin onuruna şehrin adı Nur-Sultan olarak değiştirildi. Eylül 2022 tarihinde Kazakistan’ın mevcut cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, başkentin adının tekrar Astana olarak değiştirilmesini onayladı.
İşte Kazakistan’ın başkenti bu sebeplerle taşınmış ve böyle inşa edilmişti. Böylece bir videomuzun daha sonuna geldik. Videolarımızdan haberdar olmak için abone olmayı ve bizlere destek olmak için videoyu beğenmeyi unutmayın.