Hepimiz biliriz ki Kristof Kolomb’un Atlantik Okyanusu’na açılmasının gerçek sebebi yeni bir kıta keşfetmek değil Hindistan’a ulaşan alternatif bir yol arayışıdır. İyi de şu anki haritadan bakacak olursak İspanya’dan Hindistan’a ulaşmak için Ümit Burnu’nu dolaşmak çok daha kısa bir yol. Eğer batıdan gitmeye çalışılırsa neredeyse 2 kat daha uzun bir yoldan geçilerek Hindistan’a ulaşılabiliyordu. Böylesi daha mantıksız değil miydi? Kristof Kolomb nasıl böyle bir hataya düşmüştü? Bu hatası daha sonra onu nasıl koskoca bir kıtanın kâşifi yapacak ve pek çok bölgeye onun adı verilecekti? Gelin videonun devamında hep beraber öğrenelim.
(intro)
15. yüzyılda Osmanlı artık doğuyu iyice kontrol altına alıyordu. Hindistan’dan gelecek ticaret malları Osmanlı veya Memluk gümrüğünden geçmeden Avrupa’ya ulaşamıyordu. Bu da Doğu’yu her zaman daha güçlü yapıyordu. Ancak Avrupa bu durumdan sıkılmıştı, madem Osmanlı’yı savaşlarla alt edemiyordu ona olan bağımlılığını ortadan kaldırmalıydı. Bunun için deniz yolunu kullanabilirdi. Ancak bu kadar uzun yola dayanabilecek gemiler henüz üretilmemiş ve gemide uzun süre dayanabilecek gıda saklama yöntemleri henüz bulunamamıştı. 15. Yüzyılın sonlarına gelindiğindeyse Avrupa artık bu sorunların üstesinden gelmiş ve gemicilik sektörünü geliştirmişti. Bu yüzden coğrafi keşiflere başlandı. 1488’de Portekizli kâşif Bartolomeu Dias Ümit Burnu’nu keşfedince Avrupa bu isteğine ulaştı. Burnun keşfedilmesi şu anlama geliyordu: demek ki Atlas Okyanusu’yla Hint Okyanusu birleşiyordu ve Afrika kıtası güneyden dolanılarak Hindistan’a ulaşılabilirdi. Ancak Portekizli kâşif Ümit Burnu’nu keşfettikten sonra daha fazla ilerlemedi ve keşfi haber vermek için ülkesine geri döndü. Daha sonra Vasco da Gama 1497’de bu yolculuğu devam ettirecek ve Hindistan’a denizden ulaşan ilk Avrupalı olacaktı. Hindistan’ın Avrupalılarca sömürülme tarihini başka bir videomuzda anlatmıştık. Onu da izleyerek daha detaylı bilgi sahibi olabilirsiniz.
Kristof Kolomb ise Ümit Burnu’ndan değil de başka bir yoldan Hindistan’a ulaşmanın hayalini kurmuştu. Elbette hesaplamalar yapmadan böyle bir şeye kalkışmayacaktı. Bu yüzden bir kütüphaneye gitti, coğrafya ve kartografya ilgili kitaplar okudu. Tabii o zamanlar Avrupa’daki çoğu kitap Endülüs kaynaklarından çevrilmişti. Okuduğu kitapta da iki meridyen arasındaki bir derecelik farkın 56,66 mil uzunlukta olduğunu söyleniyordu. Ancak Arap mili ile İtalyan mili birbirinden farklıydı. O burada yazan milin 1525 metreye eşit olan İtalyan mili olduğunu zannetti. Hâlbuki kitapta geçen mil Arap miliydi ve yaklaşık 1975 metreye tekabül ediyordu. Bu yüzden Kristof Kolomb dünyanın çevresini olduğundan çeyrek kat daha küçük olarak hesapladı. Ayrıca Kristof Kolomb dünyanın armut şeklinde olduğuna inanıyordu. Evet, günümüzde de dünyanın küre olmadığını biliyoruz ancak Kristof Kolomb büyük bir yanılgıya uğramıştı. Dünyanın çapı kuzeye gidildikçe azalıyordu fakat Kolomb aynı şeyin güney içinde geçerli olabileceğini tahmin edememişti. İşte bu iki yanlış hesaplamadan cesaret alarak Batı’ya doğru bir yolculuğa çıkmaya ve Hindistan’a ulaşmaya karar verdi. Ancak kendisi bu işe finans sağlayabilecek kadar zengin değildi. Bu yüzden kendisine destek çıkabilecek bir hükümdar aramaya başladı. Ayrıca arkasına bir devleti alması işlerini kolaylaştıracak ve kapılar ardına kadar açılacaktı.
Öncelikle Portekiz kralına başvurdu ancak teklifi kabul görmedi. Aynı şekilde Osmanlı padişahı 2. Bayezid’e teklif götürse de cevap aynıydı. Kalkıştığı bu eylem bir hayalperestlik olarak görülüyordu. En sonunda İspanya kral ve kraliçesine teklif sundu. İlk başta reddedilse de İngiltere ve Fransa’ya gidecekken teklifinin kabul edildiği haberi geldi. Artık aradığı finansı bulmuştu. 3 Ağustos 1492’de üç gemi ile denize açıldı. O senenin 12 Ekim’inde Bahama Adaları’ndan Guanahani’ye ulaştı, ardından Küba’yı gördü, ancak Küba’yı Japonya zannetti. Kolomb, 1493’te Küçük Antiller’i, 1498’de Trinidad’ı ve Güney Amerika’nın kuzey kıyılarını ve 1502’de Orta Amerika’nın doğu kıyılarını keşfederek Amerika’ya üç sefer daha yaptı. Karşılaştığı yerli halklara indios yani Hindistanlılar adını verdi. Bu insanların gerçekten Hindistan’da yaşayan Hintliler olmadığını anlayamadı çünkü karşısındakiler de Hintliler gibi biraz esmerdi.
İşte Amerika böylelikle bir hesaplama hatası sonucu keşfedilmiş ve yeni bir dönem başlamıştı. Böylece bir videomuzun daha sonuna geldik. Videolarımızdan haberdar olmak için abone olmayı ve bizlere destek olmak için videoyu beğenmeyi unutmayın.