Asimilasyon: Kitlesel Tecavüz


BM’ye göre dünya üzerinde yaklaşık 6 bin farklı dilin yüzde 43’ü yok olmak üzere ve 2 haftada 1 dil yok oluyor. 

Bilindiği üzere bir toplumun kültürü, geleneği o toplumun konuştuğu dilden beslenir. Bir dil yok olduğu zaman, o dili konuşan toplumun değerleri, düşünce biçimi de yok olur. Bugün dünya nüfusunun yüzde 40’ı anadilde eğitim görmüyor, toplumu toplum yapan değerlerden mahrum bırakılıyor. Dillerin yok olmasının farklı nedenleri olsada biz bugün asimilasyondan bahsedeceğiz.

Asimilasyon; Kısaca, güçlü bir topluluğun, daha zayıf toplumları kendi içinde dönüştürerek eritmesi, kendine eklemesidir.

Asimilasyon normal bir süreçle olabildiği gibi, bazen devlet eliyle zorla da olabilir. 



Örnek verecek olursak; Azteklerin Meksika kültürü içinde erimesi, Amerikadaki yerli halkın Avrupalılaştırılması, bu bağlamda kültürlerinin, dillerinin, geleneklerinin yok edilmesi, Türkiye'de gerçekleştirilen ve halen devam eden asimilasyon politikaları vb.



Burada bu politikaların nasıl uygulandığını, nasıl geliştiğini ve sonuçlarının ne olduğunu konuşmayacağım. Daha çok asimile olan kişilerin davranışlarını konuşacağım.

Asimilasyon uzun vadede geri döndürülemez sorunlar doğurduğu gibi insan davranışları üzerinde de çeşitli hasarlar bırakabilir.


Asimile olması istenen toplumlarda insanların kendi dilini, kültürünü öğrenmesinin önüne geçildiği için gericilik ve cehalet en üst düzeydedir. Hatta birçok insan Stockholm Sendromuna yakalanmaktadır. 

1973 yılında İsveç'in başkenti Stockholm'da yaşanan hırsızlık olayında, hırsız tarafından 6 gün rehin tutulan banka görevlisi kadın, duygusal olarak suçluya bağlanır. Bu sendromun ismi bu olaydan gelmektedir.



Asimilasyon ortamında ise kişi, kendi haklarına tecavüz eden egemen güçlere boyun eğer, ona tâbi olur. "Celladına aşık olmak" diye bir tabir vardır. İşte bu olayı anlatan en uygun tabir budur.



Bu kişiler yalakalıklarını en üst düzeye taşımakla beraber asimilasyona direnen kişilerden nefret eder, soydaşlarına düşman kesilirler. Gerçek kimlikleriyle ilgili bütün delilleri önüne serseniz bile egemen tarafından uydurulan söylemlere sığınır veya dinsel inançlarını ön plana çıkararak, kendilerine egemenle ortak ve vazgeçilmez bir kimlik oluşturmaya çalışırlar. Kendisine ait olmayan kültüre, dile sığınıp kendi soydaşlarına karşı cephe tutarlar. 

Her ne kadar dile getirilmese de halen bazı devletler bu politikalara devam etmekte, azınlıkları sindirmektedirler. Asimilasyon bir tecavüzdür. Kitlesel bir tecavüz...

Exit mobile version