Dünyamızın bir manyetik alanı var, bunu çoğumuz biliyoruz. Bu manyetik alanı algılayan kuşlar olduğunu ve bu sayede yönlerini bulabildiklerini de biliyoruz. İyi de biz algılayamazken kuşlar, arılar ve balıklar gibi daha pek çok başka hayvan türü bu manyetik alanı nasıl algılayabiliyor? Manyetik algıya sebep olan şey ne? Gelin videonun devamında hep beraber öğrenelim.
(intro)
Manyetik alan, bir mıknatısın manyetik özelliklerini gösterebildiği alandır. Yerin manyetik alanı, dünyanın sıvı dış çekirdeğindeki konveksiyon akımları ile oluşur. Dış çekirdekteki konveksiyon hareketleri, zaman içinde manyetik alanı oluşturur. Bu konveksiyon hareketlerinin dünyanın oluşumundan beri meydana geldiği düşünülmektedir. Yeryüzü çekirdeğinin içi katı, dışı sıvı demir olduğundan termal hareketlerle kendi manyetik alanlarını oluşturur. Atomların yeterli bir güçle ve düzenli bir şekilde yer değiştirmesi ve yönlendirmesi kalıcı mıknatıslanmaya neden olduğundan dünyanın kabuğunda kalıcı mıknatıslanmaya sebep olur. Dünyayı, etrafı manyetik alanla çevrelenmiş büyük küresel bir mıknatıs gibi düşünebiliriz.
Bazı hayvanlar işte bu manyetik alanı algılayabilirler. Bu sayede göçmen kuşlar ve balıklar yönlerini kolaylıkla bulabilir, arılar çiçeklerin yoğun olduğu bölgelerin konumunu manyetik alan algısını kullanarak hatırlayabilirler. Peki, bunu nasıl yaparlar? Aslında tam olarak sebebi bilinmiyor ancak birkaç kuram var bu konuda. O yüzden bu videoda bu kuramlardan bahsedeceğiz. Önce şu soruyu cevaplayalım, neden manyetik alanı algılayabildiklerinden bu kadar eminiz? Başka bir şeye göre yönlerini buluyor olamazlar mı? Bu yüzden manyetik alan algısının sebebini bulamıyor olabilir miyiz? Aslına bakarsanız, hayır. Çünkü bu hayvanların etrafında yoğun miktarda manyetik alan oluşturursanız bariz şekilde tepki veriyorlar. Yani manyetik alanı algılayabiliyorlar. Bundan emin olduğumuza göre de şimdi kuramlara geçelim.
Elektromanyetik indüksiyon kuramına göre, manyetik algı, canlının Dünya’nın manyetik alanı boyunca hareketi sırasında ürettiği oldukça düşük elektrik akımları sayesinde gerçekleşiyor. Elbette bu kadar düşük akımların algılanması çok gelişmiş algılayıcılar sayesinde mümkün olabilir. Çoğu indüksiyon modeli canlının deniz suyu gibi iletken bir ortamda bulunmasını da gerektiriyor. Köpekbalıkları ve bazı deniz balıkları türlerinin bu mekanizmayı kullandığı düşünülse de henüz net bir kanıt ortaya konulamadı. Ayrıca bu kuram kuşların manyetik algısı üzerinde pek açıklayıcı değil.
Kimyasal manyetik algı kuramına göre, canlı kimyasal tepkime sonucunda manyetik alana duyarlı hâle gelir. Bu teorinin en kabul gören örneğinde, retina bölgesinde bulunan ışığa duyarlı kriptokrom proteinleri mavi ışığı soğurup manyetik alana duyarlı serbest radikal çiftleri oluşmasına sebep olur. Oluşan bu serbest radikal çiftleri, bölgesel manyetik alana bağlı olarak farklı formlar oluşturur. Manyetik alanın yönü bu formlara dayanarak oluşan kimyasal ürünlere göre tayin edilir.
Son olarak bir tane daha öne çıkan kuram var. Manyetit (Fe3O4) doğal olarak bulunabilen bir demir oksittir. Kuvvetli manyetik özellikleri ve ulaşılabilirliğinin kolay olması araştırmalarda ve çeşitli uygulamalarda yaygın bir şekilde kullanılmasını sağlıyor. Manyetit kaynaklı manyetik algı kuramına göre, manyetik bir mineral olan manyetit kristalleri, Dünya’nın manyetik alanı enerjisini sinir sistemi tarafından algılanabilecek fiziksel kuvvetlere dönüştürür. Bazı canlıların manyetik algıdan sorumlu olduğu düşünülen vücut bölgelerinde manyetite rastlanmıştır. Buna rağmen manyetit esaslı alıcılara ilişkin morfolojik ve nörofizyolojik daha fazla kanıtın ortaya konulması için araştırmalar yapılmaya devam ediyor.
Önerilen bu üç mekanizma canlılardaki manyetik algı olgusunu açıklamak için fiziksel olarak yeterli gözükse de şimdiye kadar elde edilen verilerin bu mekanizmaları tam anlamıyla kabul etmek veya reddetmek için yeterli görünmediği söylenebilir. Bununla birlikte, manyetik algılama farklı canlılarda farklı mekanizmalar üzerinden gerçekleşebileceği gibi, bazı canlılarda biri yönü algılamak diğeri ise coğrafi konumu saptamak olmak üzere iki farklı mekanizma üzerinden de gerçekleşebilir.
Peki, insanlarda manyetik alan algısı var mı? Aslında California Institute of Technology (Caltech) öncülüğünde Connie X. Wang ve arkadaşları tarafından yapılan araştırmalar insanların da manyetik duyuya sahip olduğunu gösterdi. Araştırmacılar denekleri Dünya’nın manyetik alanına benzer şiddette manyetik alana maruz bıraktılar. Deneklerin maruz kaldığı manyetik alan belirli bir şekilde döndürüldüğünde belirgin beyin dalga desenleri gözlemeyi başardılar. Elde ettikleri bulguları eNeuro dergisinde yayımlayan araştırmacılar, insanların bilinçsiz olarak manyetik alanın varlığını algıladığını ve beyin dalgalarındaki değişimlerin bunu net olarak gösterdiğini ancak beynin bu bilgiyi kullanıp kullanmadığını, kullanıyorsa bunun nasıl gerçekleştiğini henüz tam olarak açıklayamadıklarını bildirdiler.
Yani evet, manyetik alan beynimizdeki elektriksel frekanslara etki ediyor olabilir. Ancak bunu algılayacak reseptörlere sahip olmadığımız için bilinçli şekilde kullanamıyoruz. Mesela 1970’lerde yapılan çalışmalarda gözü kapalı deneklerden, evlerinden uzaklaştırıldıktan ya da etrafta dolaştırıldıktan sonra, yönlerini bulmaları istendi ancak tutarlı sonuçlar ortaya çıkmadı. Şayet algılayabilseydik bu insanların yollarını bulabilmeleri gerekirdi.
İşte bazı hayvanlar manyetik alanı böyle algılar. Ve biz insanlarsa bu şekilde algılayamayız. Böylece bir videomuzun daha sonuna geldik. Videolarımızdan haberdar olmak için abone olmayı ve bizlere destek olmak için videoyu beğenmeyi unutmayın.
0 Yorum