Eski sevgili neden unutulmaz?

5 dk


Benim adım Question Head. Hayatta hep bir amacım vardı. Mutlu olmak. Bu dünyadaki sınırlı günlerimin her birini olabilecek en mutlu şekilde geçirmek istiyordum. Yaptığım her eylem, aldığım her karar bu amaca hizmet etti. Peki ben neden mutsuzum şu anda?

Bir ilişkim vardı. Herkesin yaşadığı gibi, karşılıklı iki insanın birbirini sevdiği bir ilişki. Her insanın söylediği gibi de bizimki çok farklıydı diyebilirim. Çünkü öyleydi. Fakat artık yok. Peki bunun beni bu kadar mutsuz etmesi normal mi? Keşke bi anda unutsam her şeyi. Ne güzel olurdu. Var mı acaba bi yolu?

Unutmanın nasıl gerçekleştiğini anlamak için önce öğrenmenin nasıl gerçekleştiğine bakalım.

Beynimizde birçok sinir hücresi bulunur. Birçok derken, milyarlarca hücreden bahsediyorum.  İki farklı hücrenin aksonlarının birleştiği noktaya ise sinaps denir. Bilgiler de bu sinapslarda depolanır. yani ne zaman yeni bir şey öğrensek beynimizde yeni bir sinaps oluşur. Ne zaman bir sinaps kopsa bir şey unuturuz. Bu oluşan sinapsların kopması, o bilginin silinmesine yani unutulmasına sebebiyet verir.  Peki bu sinapslar neye göre kopuyor? Şöyle açıklayayım.

Akıllı telefonu olan insanlar ‘uzun süredir kullanılmayan 5 adet uygulamanız var, silmek ister misiniz?’ bildirimlerini çok görmüştür. Beynimizin içinde de bunun aynısını yapan proteinler var.  Uzun süredir kullanılmamış sinapsları gidip işaretlerler. Yardımcı hücre adını verdiğimiz hücreler de gidip o proteinle işaretlenmiş sinapsları koparır. Boşta kalan akson uçları da yeni sinapslar oluşturarak yeni bilgileri saklar.

Fakat zamanla eski sevgiliyi unutma gibi şeyler bu unutmayla olmaz. Peki nasıl olur?

Bir psikolog öğrencisi restaurantta yemek yerken, siparişleri not almamasına rağmen eksiksiz getiren garson, onun dikkatini çeker. Garsona bunu nasıl yaptığını sormaya karar verir.

Bir sürü şeyi aklında tutup işini bitirdikten sonra da aklından sildiğini söyleyen garson, Rus öğrenci Bluma Zeigarnik’in dikkatini daha da çekmeye başlar…

Zeigarnik ve hocası Kurt Levin, konuyla ilgili çeşitli çalışmalar yaparlar ve karşılaştıkları sonuç, bitirilmemiş işlerin zihni meşgul etmeye devam ettiği olur. Oysa iş bittiğinde, zihin bu meşguliyetten kurtulmakta ve o durumu kolayca silmektedir.

Daha sonrasında Zeigarnik, bu olay hakkında çeşitli deneyler yapar. Sonuçta, yeni bir işe daha rahat geçilebilmesi için, yarım bırakılan işin tamamlanması konusunda, zihnin bir baskısı olduğu ortaya çıkar

Televizyonlarda sık sık gördüğümüz bir bitiş ekranı olan ‘Devam Edecek’, tüm gün aklımızda çaldığımız ve gitmeyen o şarkıyı bir kere tam dinlediğimizde geçmesi, adını bulucusundan alan Zeigarnik etkisidir. Mesele tamamen o yarım kalmışlık, eksiklik duygusudur. Bunu sonuçlandırdığımızda, hayatımıza çok daha rahat bir şekilde devam etmemiz mümkün olur.

İlişkiler de böyledir. Beraber bir hayata başlarsınız, birbirinizin hayatına ortak olursunuz. Daha sonrasında bittiğinde ise, bittiğini aslında kabullenemeyip hep aklınızı kurcalamasına izin verirsiniz. Bir ilişkinin bittiğini kabul edememenin sebebi ne peki? Bir şeyin bitmesini engelliyorsak, bir beklentimiz var demektir.

Peki ya beklediğimiz o şey ne? Doğru insan. Birçok isim takılmış buna dünyada farklı kültürlerde. Ruh eşi, partner, diğer yarı, yoldaş. Herkes farklı isim koysa da arayış aynı. Bizim için doğru olan insanı, eşimizi arıyoruz.

Ölümsüzlük, her canlının evrimsel amacı olmuştur. Her evrim, hayatta kalabilmek ve çoğalmak için gerçekleşmiştir. Ölümsüzlük denince akla bir varlığın sonsuza dek yaşaması gelebilir, ama tam olarak öyle değil. Canlılar, kendi bedenlerinin ve benliklerinin ölümsüz olmasını değil, kendilerinden bir parça, bir kopyanın ölümsüz olmasını başarmışlardır. Benliklerinin en küçük parçası olan ‘gen’lerini bir sonraki nesle geçirmişlerdir. Oradan da bir sonraki nesle, oradan da bir sonraki.. Bunu yapmak için çoğu canlı ve özellikle bizler gibi memeliler, bir eşe ihtiyaç duyarız. Yani aslında bizim eş arayışımız, ölümsüz olma dürtüsünden gelir.

Fakat her zaman doğru insan, doğru ilişki demek değildir. Sizin için doğru olan biri için siz doğru kişi olmayabilirsiniz. Aslında aranması gereken şey burada ‘doğru ilişki’dir. Hepimiz doğru ilişkiyi bekleriz. Bazılarımız sürekli deneyerek, bazılarımız ise oturup bir gün karşılaşma umuduyla bekler. Önemli olan, doğru ilişkiyi bulduğumuzda onu kaçırmamaktır.

Terk edildikten sonra yapılması gereken şey hayata küsüp kendini salmak değildir. Asıl salınması gereken şey, o ilişkidir. Yanlış bir ilişki için kendinizi kapatıp doğru ilişkiyi kaçırdığınızı öğrenseydiniz, bu sizi daha çok pişman ederdi. Hayat devam ediyor, dışarda hepimiz için doğru olan insanlar var, önemli olan ilişkiyi yaratabilmek.

Bir ilişki bittikten sonra hayatı salmak yanlış, fakat üzülmek normal bir şeydir. Üzülmek, beraber olduğunuz o insana gerçekten değer verdiğinizi gösterir. Değer gösterilen kişi yanlış olsa da değer gösterebiliyor olmak güzel bir şeydir.

Peki neden ayrıldıktan sonra yaşanılan kavgalar ya da uyumsuzlukları değil de hep iyi şeyleri hatırlarız?

Bu da beyinle alakalı bir fenomendir. Eğer birini özlüyorsanız, beyin o kişiyle dair pozitif anılarınızı seçer. Birine kızgınsanız da bu siniri destekleyen anıları seçer.  Birini defalarca affedip durabiliriz çünkü beynimiz o kişinin iyi yönlerini gösterir.

Yani aslında eski sevgiliyi unutmak, yaşanan üzüntüye zamanla alışılması sonucu olur. Unutulan aslında kişi değil o kişiye karşı hissedilenlerdir. Bu da unutulmaz, sadece eski etkisini göstermez. Birini unutmaya değil, aşmaya çalışın.

Duygularınızı yaşayın. Acı o kadar da kötü bir şey değildir.  Beraberken nasıl mutlu, sevinçli olduysanız; ayrıyken de bunun acısını çekin, hüznünü yaşayın. Aşk acısının da tatlı tarafları vardır. Dinlediğiniz şarkı daha anlamlı gelir. Bu acıyı deneyimleyin ve tecrübe kazanıp yolunuza devam edin. Hayat amacınıza en uygun olan yol, bunu tecrübeye çevirebilmektir.

Hayatınızdaki odak siz olmalısınız. Kötü biten bi ayrılığın acısını bile kendiniz için kullanmalısınız. Hayat, her şeyi avantaja çevirenler için daha katlanılabilir bir şey. Biten bir ilişkinin avantajı, neyi yapmamak ya da seçmemek gerektiğini öğretmesi ve doğru kişi geldiğinde ise bu tecrübeleri kullanıp, öncesinde yaptığınız yanlışları yapmamaktır. İnanın bana, doğru ilişkiyi kaçırmak istemezsiniz.

Yalnız kalmak iyidir. Bunu kullanın. Ayrılık sonrası üzüntüyü unutmak belki mümkün değildir, fakat baskılamak mümkündür. Eskiyi düşünüp durmak yerine, yeni bir ilgiye, hobiye başlamak beyninizi meşgul eder ve kişisel gelişim sağlar. Bu da ego olarak geri döner size. Yeni insanlarla tanışın. Yeni bir ilişki arayışına girmek değil bu tanışmak. İlişkinin getirdiği temel kalıplar vardır. Bunlardan biri başkasıyla flörleşmemektir. Bu kalıplar ortada olmadan biriyle tanışmak, size özgürlük ve keyif hissettirir. Bu iyiliği kendinize yapın.

Bu süreçte benim için en önemli şey müzik. Siz neler dinliyorsunuz? Yorum kısmına yazabilirsiniz. Kendinizi keşfetmek için takipte kalın. Okuduğunuz için teşekkürler.


Sizin Tepkiniz Nedir?

Üzgün Üzgün
5
Üzgün
Kızgın Kızgın
4
Kızgın
Hahaha Hahaha
2
Hahaha
Beğendim Beğendim
4
Beğendim
İnanılmaz İnanılmaz
21
İnanılmaz
Sevdim Sevdim
13
Sevdim
Beğenmedim Beğenmedim
10
Beğenmedim
Question Head Türkiye
Kendimi keşfetmek için çıktığım bu yolda kendinizi keşfetmeniz için farkındalık sağlamaya geldim.

0 Yorum

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Yazı Formatı Seçiniz
Serbest Yazı
Yazılarınıza Görseller Bağlantılar Ekleyebilirsiniz
Video
Youtube and Vimeo Embeds