“Bu okumakta olacağnız yazı, Bebar Bilim Youtube kanalında ki yukarıda linki verilen videonun yazıya aktarılmış halidir. Hayatım boyunca bigiyi mürekkep ile birleştirmek hep bir keyif olmuştur benim için. Faydalı olcağını düşündüğüm için ilgilenenler ile paylaşmak isterim. Bebar Bilime ve bu sunduğu geniş ve zengin bilgi birikimini bize aktardğı için sonsuz teşekkürlerimi borç bilirim…”
İnsan Ne İçin Yaşar? – Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi
Hayattaki amacımız ne? Neden yaşıyoruz? Neden sabahları kalkıyor okula veya işe gidiyor, günlerimizi, aylarımızı, yıllarımızı harcıyoruz. Ne için uğraşıyoruz? Bayağı sıkıntılı sorular değil mi? Özellikle gençliğinde, insanın kendine sık sık sorduğu sorular bunlar. Yaş aldıkça sorular kısık sesle sorulmaya başlanır. Yaşam koşuşturmacası içinde iş, aile, çocuk derken insanın artık duymaktan bile korktuğu sorular haline gelir. Halbuki bu sorular bana kalırsa her gün kendimize sormamız gereken soru ve her an aklımızda tutmamız gereken en önemli soru “NEDEN?” sorusudur.
Tüm bunları neden yapıyoruz? Herkes gibi bu soruları soran ama bununla da kalmayıp kendince cevaplar arayıp bu cevapları teori haline getirmiş biri var neyse ki. Abraham Maslow. Hepimiz için hayatımızı sorgulamamızı sağlayacak basit bir üçgenle, bir öz değerlendirme rehberi ortaya çıkarmış, bir psikolog. Bu üçgenin, herkesçe bilinen adı da Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi ilk kez 1943’te yayınlandı. Bu teori, o günden bugüne birçok değişikliğe uğramış ama ilk haliyle sunulduğu, 5 aşamalı temel ihtiyaçlar yer değişmemiştir. O nedenle biz bu beş aşamaya tek tek bakalım ve bizim için ne ifade ediyor onu konuşalım. Bu sırada sizde bu hiyerarşide nerede olduğunuzu sorgulayabilirsiniz.
Ve sonrasında neler yapabiliriz bir bakalım. Maslow temelde şu sorunun cevabını arıyordu: “Bir insanın pes etmemesini sağlayan şey nedir?”, devam edecek motivasyonu veren şey buradan yola çıkarak insanların ihtiyaçlarına odaklanmış ve bu ihtiyaçları bir ihtiyaçlar piramidinde toplamıştır. Bu ihtiyaçları temel olarak az öncede bahsettiğimiz gibi 5 başlık altında toplamış ve yeme, içme gibi somut kavramlardan kendini gerçekleştirme gibi soyut kavramlara uzanan bir şema çıkarmıştır. Ve Maslow ‘a göre bu hiyerarşide en alttan üste doğru ilerleyen bir sıra söz konusuydu, yani hayatta bu hiyerarşideki bir ihtiyacımızı karşıladığımız zaman da gözümüzü bir sonraki kademeye dikiyoruz. Peki nedir bu kademeler? Hangi ihtiyaçları arıyor insanlık?
Önce bir özet geçelim sonra gerçek hayattan örneklerle detaylandıralım isterseniz. İlk ve en temel ihtiyacı insanın en altta da gördüğünüz ve en geniş yeri kaplayan fizyolojik ihtiyaçlar Maslow’a göre bunlar en ilkel ihtiyaçlarımızdır. Doğduğumuz an ihtiyaç duyduğumuz şeyler, çok temel düşünelim mesela: uyku, nefes alma ve beslenme dahil bu insan bedeninde “Homeostasis” adı verilen “Öz Dengenin” korunması için gerekli ihtiyaçlardır. Mesela karnı aç olan bir insan için piramidin diğer kademelerindeki ihtiyaçların bir önemi kalmaz. Ve işte bu en temel fiziksel ihtiyaçlarımızı karşıladığımız da ancak ikinci kademeye geçebiliyoruz. İkinci kademede güvenlik ve korunma ihtiyacı bulunuyor. Güvenli bir ortama bebeklikten itibaren başlayan bir ihtiyacımız söz konusudur. Bu henüz konuşamayan bir bebek için en önemli şeydir. Güvenli ve tahmin edilebilir bir çevredir.
Mesela taşınmak, terkedilmek gibi deneyimler çocuklarda kalıcı travmalara yol açabilecek çok önemli aşamalardır. Mesela sadece Bebeklerden bahsetmiyoruz, insanın hayatı boyunca devam eden ve karşılamak için uğraştığı ihtiyaçlar bunlar. Güvenli bir çevrede yaşamak, finansal açıdan güvende olmak, sağlıklı olmaya da kaza ve hastalıklara karşı güvende olma gibi ihtiyaçlar sürekli devam eden ihtiyaçlar. Haliyle işten kovulduğunu ve köşede paranızın olmadığını düşünün. Bu ihtiyaçlarınızın elinden gitmesi anlamına geliyor. İşiniz gücünüz yerinde, güvenli bir yerde yaşıyorsanız, sağlığınız da yerindeyse o zaman sonraki aşamada bizi “sevgi ve ait olma ihtiyacı” karşılıyor. İlişkilerden bahsediyoruz, bir ilişkinin olması yani hayatında birinin var olması, yeterli değil. Bu ilişkinin pozitif ve sağlıklı bir ilişki olması gerekir. Her anlamda aile, arkadaşlar, sevgili, eş ve çocuklarla olan ilişkiler varoluşu daha anlamlı kılan ilişkilerdir. Kaç kişi olduğunun da bir önemi yok, sağlam ilişkileriniz olduğu sürece bir gruba ait olduğunuzu hissettiğiniz sürece bu ihtiyacınızı da gidermiş oluyorsunuz. Evet önce kendimizi sevmemiz gerektiğinden bahsetmiyoruz bile ancak kendimizi sevdiğimiz ve kendimize şefkat gösterdiğimizde, başkalarının sevgisi ve şefkati anlamlı hale geliyor. Bu konuda da iyi durumdaysak iyi bir ailemiz, eşimiz ya da çevremiz varsa bir sonraki kademedeki ihtiyaçları karşılama ihtiyacı duyuyor. İnsanın saygı ve sevgi ihtiyatacı tek başına yeterli değildir. İnsan başka insanlar tarafından sevilmese dahi saygı görmeyi ister. Gördüğünüz üzere, insanın en temel ihtiyaçlarından biri bu “saygı”. Burada biraz daha düşünmek gerekiyor. Saygı dediğimizde bunun için de özsaygı, özgüven ve başkalarından duyduğumuz saygıdan da bahsediyoruz. Haliyle özgüvenimiz ya da öz saygınlığımız olmadığın da aşağılık duygusu baş gösteriyor.
Şimdi geldik bir insanın hayatta ihtiyaç duyduğu, en son ve bütünsel anlamda hayattan zevk alması. Yani kısaca “mutluyum” diyebilmesi açısından beklide en önemli ihtiyacını piramidin en tepesinde, kendini gerçekleştirme de buluyor. Evet, birçok insan açısından tercih gibi görülen bir lüks, hatta gereksiz olarak görülen, “kendini gerçekleştirme” bir insanın en temel ihtiyaçlarından biridir. Maslow’a göre, bir insanın her anlamda memnun olması için gerekli bir ihtiyaçtır. Maslow’a göre tarihteki bütün başarılı insanların da ortak özelliği, bunu temel bir ihtiyaç olarak görmeleridir. Nedir peki kendini gerçekleştirme? Şöyle tanımlayabiliriz: En basit haliyle kişinin potansiyelini ve becerilerini tam olarak fark etmesi ve bunları en üst düzeyde geliştirmesi, hayatı tam olarak yaşaması, hayattan zevk almasıdır. Fakat burada yanlış anlaşılmasın, her insan için kendini gerçekleştirme ihtiyacı farklıdır. Biri için bu başkalarına yardımcı olmak olabilir. Bir başkası içinse bu yaratıcı olan alanlarda yani müzikte veya resimdekendini ifade etmesi gibi olabilir. Aslında şöyle özetleyebiliriz, kendini gerçekleştiren insan, gerçek anlamda inandığı ve kendini geliştirmek istediği şeyleri, tüm etkilerden bağımsız olarak yapabilen, tüm temel ihtiyaçlarını gerçekleştirmiş ve artık kendini gerçekleştirme ihtiyacını karşılamaya başlamış ve bunu başarabilmiş insandır.
Hatta, Maslow sıra dışı zekaya sahip olan insanların kendini gerçekleştiren insanlar olduğunu düşündüğü an işte bu an. Mozart gibi isimlerin aslında sadece kendine tam anlamıyla gerçekleştirebilmiş insanlar olduğunu da iddia etmektedir. Bu noktada kendini gerçekleştirmekten kasıt zengin ünlü ya da yıldız olmak değildir. Herkes için bu aşama çok farklıdır. Herkesin hikayesi farklıdır. O yüzden yanlış anlaşılmaya çok açık bu mevzu mesela özellikle sosyal medya ile birlikte modern dünyada sahte kendini gerçekleştirme furyası mevcut, söz konusu insanların temel ihtiyaçlarının karşılanıp karşılanmadığı düşünülmeden veya bu konuyu ele almadan doğrudan kendini gerçekleştirme aşamasına, hatta daha da ötesine atlayamazsınız. İşte bundan dolayı, bu piramit psikolojide birçok tartışmaya sebep olsa da çok önemli bir rehber olarak görülmelidir.
Diğer taraftan yine bu piramidin çok katı kurallar ile sabitlenmediğini de unutmamak gerekiyor. Hayata çok şanssız başlayan insanlar için bu süreç elbette çok farklı işleyecektir. Herkesin karşılaşacağı zorluklar elbette çok çok farklı olacaktır. Bu piramit, özellikle bir insan için en iyi motivasyon kaynaklarından biri olarak gösterilir. Bu nedenle, bir insanın ihtiyaç duyduğu pozitif bakış açısını destekleyecek bir neden çok sübjektif olması nedeniyle eleştirilen bu piramidin yansımaları ile ilgili de bizde sübjektif yorumlar yapabiliriz. O neden ile özelliklede, bazı toplumlarda insanların birçoğunun ilk iki aşamayı hayat gayesi olarak gördüğüne şahit oluyoruz. Eminim yakın çevrenizde sayısız örnekler vardır. Başını sokacak bir evin, bir işin varsa ve sağlığın yerindeyse yeter algısı vardır. Yanlış anlaşılmasın, olması da gerekiyor zaten. O nedenle en geniş yeri tutan bu ilk iki temel ihtiyaç. Bu ihtiyaçlar gördüğünüz üzere, olmazsa olmaz ama hayat bundan ibaret değil. Hayat daha fazlası…
Mutsuz bir ilişkisi olan, mutsuz bir aile ortamı olan insanlara da en azından işin var, evin var, sağlığın yerindedir demek o yüzden çok anlamsız. Temel ihtiyaçlarından biri yok bu insanın ve bir şey ifade etmiyor bu teselliler. Ya da saygı görmek istiyorum diyen bir insana veya kendimi geliştirmek, şiir yazmak, enstrüman çalmak istiyorum diyen bir insana, “ya ne işin var ne uğraşıyorsun” demek çok ama çok anlamsız, en basit haliyle açım yemek yemek istiyorum diyen bir insana, “ne yemeği şimdi, şimdi yemek mi yenir” demek gibi bir şey bu ve hatta iş burada bitmiyor zaman içinde kendini gerçekleştirme aşamasından daha ötesi de eklendi bu piramide. “Kendini aşma” potansiyelini gerçekleştirip, ötesine geçerek tüm zincirleri kırarak tabuları yıkarak sıra dışı işler yapmak.