Kabe Kimlerin Elinde! Kabe İmamı – israil Filistin

Kabe imamı Sudeys cuma günü hutbede ele aldığı konu ve söyledikleri tepkilere yol açtı. İsrail ve Filistin tarihini unutmayalım! Kabe imamı olmak Siyonist olmaya engel değil! Hutbe adeta Filistin davasına ihanet ederek İsrail’le ilişkilerini normalleştirmesinin propagandası gibiydi.


kabe-imami-sudeys-yahudi-hutbesi-israil-ve-filistin-tarihi

kabe-imami-sudeys-yahudi-hutbesi-israil-ve-filistin-tarihi

KABE İMAMI SUDEYS YAHUDİ HUTBESİ – İSRAİL VE FİLİSTİN TARİHİ

Kabe imamı Sudeys cuma günü hutbede ele aldığı konu ve söyledikleri tepkilere yol açtı. İsrail ve Filistin tarihini unutmayalım! Kabe imamı olmak Siyonist olmaya engel değil! Hutbe adeta Filistin davasına ihanet ederek İsrail’le ilişkilerini normalleştirmesinin propagandası gibiydi…

Kabe İmamı Abdurrahman Sudeysi

“Hamd olsun ki Amerika ile birlikte dünyayı yönetiyoruz” sözüyle gündeme gelen Kabe İmamı Abdurrahman Sudeysi, ‘yazıklar olsun’ dedirtecek bir skandala daha imza attı.

Daha önce, İslam Âlemi Birliği’in düzenlemiş olduğu konferansa katılmak üzere New York’a giden Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi İşleri Genel Başkanı Abdurrahman es-Sudeysi, Suudi Arabistan’ın El-İhbariyye kanalına konuşup, “Bugün Suudi Arabistan ve ABD dünyanın iki kutbu. Allah’a hamdolsun dünyayı birlikte yönetiyorlar” demişti.

KABE DE CUMA HUTBESİNDE İSRAİL İLE NORMALLEŞMEYE ÖVGÜ

Sudeys’in geçtiğimiz Cuma günü verdiği hutbe tartışmalara yol açtı. Kabe imamı Sudeys‘in Cuma hutbesi, İsrail ile normalleşmeye işaret etmesi ve bu konu üzerinde durulması üzerine yoğun tartışmalara sebep oldu.

Kabe İmam Sudeys’in hutbede normalleşmeye göndermeler yaptığı iddia edilirken “Peygamber zamanında bunun emsallerinin varlığını ve peygamberin Yahudilerle güzel ilişkiler içinde olduğunu” belirtmesi dikkat çekti.

Maide Suresi – 51 . Ayet

Maide Suresi – 51 . Ayet Tefsiri ; “Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları veli edinmeyin. Onlar birbirlerinin velileridir. Sizden kim onları dost edinirse şüphesiz o da onlardandır. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.”

KABE İMAMI YAHUDİLERLE POZ VERDİ!

Suudi Arabistan’da Kabe İmamı Şeyh Abdurrahman es-Sudeysi‘nin Cuma hutbesinde Yahudi övgüsüne yer vermesinin tepkileri sürerken tepki çeken bir hamle daha geldi. Sudeysi’nin de aralarında olduğu din adamlarının, İsrailli bir yetkiliyle poz veren bir fotoğrafı ortaya çıktı.

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) başta olmak üzere Körfez ülkeleri, ABD’nin emri doğrultusunda İşgalci Siyonist İsrail ile normalleşme adımları atmaya devam ediyor.

Shafaqna’nın haberine göre; Suudi Arabistan’da Kabe İmamı Şeyh Abdurrahman es-Sudeysi‘nin Cuma hutbesinde Yahudi övgüsüne yer vermesinin tepkileri sürerken, tepki çeken ‘skandal’ bir hamle daha geldi.

İşgal devleti İsrail ile “normalleşme”

İşgal devleti İsrail ile “normalleşmeye” devam eden Suudi Arabistan’ın Kabe İmamı Sudeysi’nin de aralarında olduğu din adamlarının, İsrailli bir yetkiliyle poz veren bir fotoğrafı ortaya çıktı. Sudeysi ve Suudi din adamlarının işgal devleti yetkilisi ile çektirdiği fotoğrafa sosyal medyada büyük tepki yağdı.

Sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlarda, “ABD’nin emri altındaki Suudi Arabistan’ın Filistin davasına ve ümmete ihanet ederek kimlere hizmet ettiğini açıkça ortaya koydu” denildi.

Kabe İmamı Abdurrahman Sudeysi KİMDİR?

Abdurrahman Sudeysi (tam adı: Abdurrahman bin Abdulaziz bin Abdullah bin Muhammed bin Abdulaziz bin Muhammed bin Abdullah.

Sudeysi 1962’ta Riyad’da doğdu. 12 yaşındayken Abdurrahman Faryan’ın imamlık yaptığı camide hafız olmuştur.

Mathna bin Hartha ilk okulu ve Scientific Academy of Riyad’a (Riyad fen akademisi) okudu. Şeyh Abdullah Munaif, Şeyh Abdullah, Şeyh Muhammed Ali Husan ve Şeyh Muhammed Abdulmecid gibi alimlerden ders almıştır. 1969 yılında takdir ile mezun olup Şeriat Koleji’ne devam etti.

1996’da Mekke’nin Ümmül-Kura Üniversitesinde asistan olarak görev aldı ve yine takdir ile doktorasını bitirdi. Ardından Ümmül-Kura Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak görev aldı ve hala devam etmektedir. 1983 yılından beri Kabe’nin baş imamlarından biri…

Trump’ın Sırbistan’ın İsrail büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyacak

ABD Başkanı Trump’ın Sırbistan’ın İsrail büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyacağı açıklaması sırasında, Sırbistan Devlet Başkanı Vucic’in şaşkınlık yaşadığı ortaya çıktı. Trump’ın bu konu ile ilgili sözlerini duyan Vucic, anlaşma metnine baktıktan sonra yanındaki yardımcılarına öfke ve hayal kırıklığıyla bakarken görülüyor.

Beyaz Saray’dan anlaşmaya ilişkin yayınlanan son görüntülerde, ABD Başkanı Trump anlaşmanın İsrail’le ilgili maddelerini açıklarken Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic’in yaşadığı şaşkınlık kameralara yansıdı.

Vucic’in başını eğdiği, sitemle heyetine baktığı ve kameraya yansıyan o anlar gündem oldu.

Kabe cuma hutbesinde sarf edilen sözler ve Trump ın Sırbistana yaptığı bu hareket sosyal medyada olukça çok konuşuldu.

Peki ama tüm bunların amacı ne?

Amaç Filistin topraklarını tamamen ele geçirmek. Bunu tarih boyunca da adım adım yavaş yavaş gerçekleştirdiler. O zaman gelin BOP yani büyük orta doğu projesine geçmeden önce Filistin toprakları nasıl ele geçirildi nasıl Filistinliler vatanlarından edildi göçe zorlandı yada hayatlarına gasp edildi…

Filistin sorunu nedir, yüz yıllık tarihinde neler yaşandı?

ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımasıyla, kökleri 19. yüzyıla kadar uzanan ve dünyanın en karmaşık ve zulüm dolu sorunlarından biri olan Filistin sorunu yeniden alevlendi. Daha doğrusu dünya gündeminde ilk sıralara yükseldi. Peki Filistin sorunu nedir, nasıl bir tarihsel süreç içinde ortaya çıktı, neler yaşandı?

1897 – Birinci Siyonizm Kongresi

Gazeteci Theodor Herzl’in 1896’da yayınlanan ”Der Judenstaat” yani Yahudi Devleti adlı kitabıyla başlayan tartışma, Yahudilerin kendi devletini kurması fikrini gündeme getirdi ve İsviçre’nin Basel kentinde Birinci Siyonizm Kongresi toplandı.

Yahudileri bu arayışa yönelten Avrupa’da ve bulundukları ülkelerde zulüm görmeleri ve pogromlara maruz kalmalarıydı. Kongrenin sonunda yayınlanan Basel Programı ile Filistin’de bir “Yahudi vatanının” kurulması ve Dünya Siyonizm Teşkilatı’nın bu amaca ulaşmak için faaliyete geçirilmesi kararlaştırıldı.

O tarihlerde bir Osmanlı vilayeti olan Filistin’e göç 1897’nin öncesinde başlamış, 1903’e gelindiğinde çoğunluğu Doğu Avrupa’dan gelen 25 bin Siyonist göçmen bu topraklara yerleşmişti. Ve o tarihlerde yarım milyona yakın bir nüfusa sahip Araplarla birlikte yaşıyorlardı.1904-1914 arasında ikinci bir göç dalgası yaşandı 40 bin kişi daha geldi.

1916 – Sykes-Picot Antlaşması

Birinci Dünya Savaşı son bulduğunda yani 1918’de İngiltere Filistin, İngiltere’nin idaresine girdi, 25 Nisan 1920’deki Milletler Cemiyeti kararıyla da bölge resmen İngiliz mandası oldu. Fransa ve İngiltere, iki ülkenin dış işleri bakanlarının adlarıyla anılan Sykes-Picot Antlaşmasını gizlice imzaladı. Ortadoğu bu iki ülke arasında paylaşılırken, Filistin’de ise uluslararası idare kurulması öngörüldü. 

1917 – Balfour Deklarasyonu

Daha 1917’de İngiltere Dışişleri Bakanı Arthur Balfour; savaş konjonktüründe mali ve siyasi desteğinin arayışında oldukları Siyonistlerin destekçilerinden Lord Rothschild’e, Filistin’de Yahudiler için bir vatan kurulması sözü vermişti. İşte bu vaat, İngiliz bakanın adıyla “Balfour Deklarasyonu” olarak anılıyor. 

1929-1936 Arap-Yahudi çatışmaları

İngiltere mandası altındaki Filistin’e Siyonist proje kapsamında yüz binlerce Yahudi göç etti. Bu da Arapların öfkesine ve isyanına yol açtı. 1922’de İngiltere bir nüfus sayımı yaparak, Yahudilerin sayısının, Filistin’in 750 binlik nüfusunun yüzde 11’ine ulaştığını belirledi. Sonraki 15 yılda bu topraklara 300 bin Yahudi daha geldi. Ağustos 1929’da Siyonistlerle Araplar arasında kanlı çatışmalar çıktı.

133 Yahudi, Filistinliler tarafından öldürüldü. İngiltere polisi de 110 Filistinliyi öldürdü. Siyonist örgüt “Irgun Zvai Leumi” de, “Filistin ile Ürdün’ü ‘kurtarmak” amacıyla, Filistinlilere ve İngilizlere saldırılar düzenlemeye başladı. 1936’da Araplar bir genel grevle birlikte sivil itaatsizliğe başladı. 

1937- Filistin’i bölme teklifi

1937 Temmuzunda İngiltere, bölgeyi Yahudi ve Arap devletleri arasında ikiye bölmeyi önerdi. Yahudi devleti, İngiliz mandasındaki Filistin’in üçte birini kaplayacaktı ve Celile Denizi ile sahildeki düzlükleri içine alacaktı. Filistinli ve Arap temsilciler teklifi reddetti. Göçün durmasını ve azınlık haklarına saygılı bir üniter devlet kurulmasını istediler. 

1947 – Birleşmiş Milletler devrede

İkinci Dünya Savaşı sonrasında dünya üzerindeki hegemon konumunu yitiren İngiltere, Siyonist-Arap sorununu çözme sorumluluğunu 1947’de Birleşmiş Milletler’e devretti. Filistin şiddet olaylarıyla sarsılıyordu. Yahudiler artık nüfusun üçte birini oluşturuyordu.

Ama toprakların yüzde 6’sı onların elindeydi. Avrupa’daki Nazi zulmünden kaçan yüz binlerce Yahudi’nin buraya ulaşması çözüm arayışını daha da acil hale getirdi. İkinci Dünya Savaşı’nda 6 milyon Yahudi öldürülmüştü. BM’nin kurduğu özel komite de bölgeyi Filistin ve Arap devletleri arasında bölmeyi önerdi. Arap Yüksek Komitesi teklifi reddetti, Yahudi temsilciler ise kabul etti. 

Paylaşım planı ise şöyleydi: Filistin’in yüzde 56,47’si Yahudi devletine, yüzde 43,53’ü de Arap devletine ait olacaktı. Kudüs ise uluslararası bir idare altında olacaktı. 29 Kasım 1947’de BM Genel Kurulu’nda 33 ülkenin oyuyla plan onaylandı. 13 ülke karşı oy vermiş, 10 ülke de çekimser kalmıştı. Filistinlilerin reddettiği plan hiç uygulanmadı. 

1948- İngiltere manda idaresine son veriyor

15 Mayıs 1948’de İngiltere, Filistin’deki manda idaresine son verme niyetini açıkladı ve çarpışmalar hızlandı. ABD de artık dünya sahnesine çıkmıştı ve Siyonistleri destekliyordu. Filistin’de Araplar ve Yahudiler arasında yaklaşan savaş, tarafları seferber etmişti. Aralık ayında Yahudi milisler, Arap köylerine saldırılara başladı. 

1948 – İsrail’in kuruluşu

 İsrail, 2 bin yılın ardından ilk Yahudi devleti olarak, Tel Aviv’de 14 Mayıs 1948’de saat 16:00’da ilan edildi. Karar, son İngiltere birliklerinin bölgeyi terk ettiği ertesi gün yürürlüğe girdi. Filistinliler bu günü, yani 15 Mayıs’ı “El Nakba” yani “Felaket” günü olarak anmaya başladı. 

Yahudi güçleri, İrgun ve Lehi militanlarının desteğinde Filistinlilerin topraklarını ele geçirdi. Irgun ve Lehi örgütlerinin militanları, 9 Nisan’da Kudüs yakınlarındaki Deir Yasin köyünde çok sayıda Filistinliyi katletti. 

Katliam haberi, Filistinliler arasında hızla yayılıp dehşet yarattı ve yüz binlercesi Lübnan, Mısır ve Batı Şeria’ya kaçtı. Yahudi ordusu, Necef Çölü’nü, Celile’yi, Batı Kudüs’ü ve sahildeki düzlüklerin birçok bölümünü işgal etti.

1948- Arap İsrail Savaşı

İsrail devleti ilan edildikten bir gün sonra, Ürdün, Mısır, Lübnan, Irak ve Suriye orduları, hemen İsrail’de işgale başladı ama püskürtüldüler. İsrail ordusu küçük bölgelerde süren direnişi de bastırdı. Ortaya çıkan ateşkes hatları, İngiltere mandasındaki Filistin’in çoğunluğunu İsrail’e bırakıyordu. Mısır, Gazze Şeridi’ni elinde tuttu. Ürdün de Kudüs çevresindeki toprakları ve Batı Şeria’yı ilhak etti. Bunlar, İngiltere manda topraklarının yüzde 25’ini oluşturuyordu. Bu durum 1967 savaşına dek sürdü.

1964 – FKÖ’nün kuruluşu

1964’te Kudüs’te Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) kuruldu, hemen ardından da Arap devletleri tarafından tanındı. Yaser Arafat, 1969’da örgütün başına geçti. Kendisine bağlı, beş yıl önce gizli olarak kurulmuş El Fetih örgütü de İsrail’e karşı savaşıyordu. El Fetih savaşçıları, 1968’de Ürdün’de İsrail birliklerine ağır kayıplar verdirdi.

1967 Savaşı

İsrail ve Arap komşuları arasında artan gerginlik, 5 Haziran 1967’de başlayan 6 Gün Savaşları’na yol açtı. Orta Doğu anlaşmazlığının çehresi bu altı günde değişti. İsrail, Mısır’dan Gazze ve Sina Yarımadası’nı, Suriye’den de Golan Tepeleri’ni aldı. Ürdün güçlerini de Batı Şeria ile Doğu Kudüs’ten çıkardı. 

Mısır’ın güçlü hava kuvvetleri, savaşın ilk günü saf dışı bırakıldı. İsrail uçakları, daha başlangıçta Mısır hava kuvvetlerini havalanamadan yerle bir etti. Toprak kazanımları İsrail’in kontrolündeki alanı iki katına çıkardı. 

Zafer, İsrail ve yandaşları için yeni bir güven ve iyimserlik havası yaratıyordu. BM Güvenlik Konseyi, 242 sayılı kararı aldı. Kararda, savaşla toprak kazanımı reddediliyor, son çarpışmalarda ele geçirdiği yerlerden İsrail’in çekilmesi isteniyordu. BM’ye göre, bu savaşta 500 bin Filistinli daha mülteci haline geldi; Mısır, Lübnan, Ürdün ve Suriye’ye göç etti.

1973 Yom Kippur Savaşı

1967’deki savaşta kaybettikleri toprakları diplomatik yollardan geri alamayan Mısır ve Suriye, 1973’te Yahudilerin en önemli dini bayramı olan Yom Kippur, yani “Kefaret Günü”nde İsrail’e karşı taarruza girişti.

“Ramazan Savaşı” diye de anılan bu çatışmaların başlangıcında Mısır ve Suriye, Sina ve Golan Tepeleri’nde ilerleme kaydettiler. Üç hafta süren çarpışmalar sonunda bu durum değişti. İsrail bazı yerlerde 1967’deki ateşkes hattının da ötesine geçti. İsrail güçleri Golan Tepeleri’ni aşarak Suriye içinde ilerlemeye başladı. Gerçi sonradan bu toprakları bıraktılar.

Mısır’da da, İsrail güçleri toprak kazandılar, Süveyş Kanalı’nın batı yakasına geçtiler. ABD, Sovyetler Birliği ve BM, diplomatik müdahalelerle ateşkes anlaşmasına varılmasını sağladı. Mısır ve Suriye, toplam 8 bin 500 asker kaybetti.

İsrail’in can kaybı ise 6 bindi. Ekim 1973’te, BM Güvenlik Konseyi, 338 sayılı kararıyla taraflardan bir an önce çarpışmaları durdurmaları ve müzakerelere başlamalarını istedi.

1974 Petrol Ambargosu ve kriz

Savaşın hemen ardından Suudi Arabistan, İsrail’i destekleyen ülkelere petrol ambargosu başlattı. Petrol fiyatları bütün dünyada hızla yükselirken küresel nitelikte bir ekonomik kriz baş gösterdi ve ambargo Mart 1974’e kadar sürdü.

Bundan sonra da olaylar hiç hız kesmedi Filistin’de. 3 büyük din için kutsal olarak kabul edilen bu topraklara kan aktı ve rivayete görede kıyamete kadar da bu kan hiç durmayacak…

Peki Kim Bu Siyonistler? Her Yahudi Siyonist mi?

Siyonizm, tarihî İsrail Toprakları olarak tanımlanan topraklarda bir Yahudi devletinin asırlar sonra yeniden kurulmasını destekleyen, savunan ve Yahudi milliyetçiğini temel alan ideolojik fikir hareketi.SİYONİZM Yahudi milliyetçiliğidir. Uzun Yahudi tarihinde zamanımızdaki anlamıyla bir Siyonizm olmadığı gibi, her Yahudi de Siyonist değildir.

Hatta Tevrat’ta anlatılan sade cemaat hayatını ideal kabul edip, modern devlet kurumunu ve İsrail devletini reddeden Ortodoks Yahudiler de vardır. 

Kudüs’ün eski adı olan Sion’dan türeyen Siyonizmde amaç Filistin topraklarında bir devlet kurmaktır. Yahudilere vaad edilen kutsal toprakların burası olduğunu iddia eden Siyonizmîn savunucusuna siyonist denir. Siyonist siyonizmle ilgilenen demektir.

SİYONİST KİME DENİR? SİYONİST NE DEMEK?

Kudüs’ün eski adı olan Sion. dan Filistin’de bağımsız bir Yahudi devleti kurmak isteyen. Yahudi fikrinin taraftarı. Bir şeyi Yahudilerin gaye ve menfaatına göre değerlendiren. Yahudilik Yahudi dinine giren Siyonizm yanlısı Siyonizmle ilgili

SİYONİZM NE DEMEKTİR? NE ANLAMA GELİR?

Siyonizm, Filistin’de Yahudiler için yeniden bir vatan kurulmasına destek veren uluslararası Yahudi siyasi hareketidir. Söz konusu alan, Tevrat’ta bahsi geçen ve İsrail Diyarı (İbranice: Eretz Yisra’el) adı verilen topraklardır.

İsrail’in kurulmasından bu yana, Siyonist hareket de şekil değiştirerek öncelikle Modern İsrail devletinin desteklenmesi amacı ile varlığını sürdürmektedir.Siyonizm esas olarak Yahudi ulusu kavramının MÖ 1200 ile İkinci Tapınak döneminin sonları (MS 70 yılına kadar) arasında ilk olarak geliştiği İsrail Diyarı ile Yahudileri ilişkilendiren tarihi bağlar ve dini gelenekler kavramına dayanmaktadır. 

Büyük ölçüde Avrupa Yahudilerinin kıtanın dört bir yanında yükselen antisemitizme verdiği bir tepki şeklinde başlayan çağımızdaki hareketin kurucuları çoğunlukla laik Yahudilerden oluşmaktadır.

Siyonizm, modern milliyetçilik görüngüsünün bir koludur. Başlangıçta, asimilasyona ve Yahudilerin Avrupa’daki durumuna karşı alternatif tepkiler sunan çok sayıdaki Yahudi siyasi hareketinden biri olan Siyonizm, hızla büyümüş, Holokost’un (Yahudi Soykırımı) ardından da Yahudi siyasi hareketleri arasında hakim güç halini almıştır. Siyasi hareket, Avusturya-Macar gazeteci Theodor Herzl tarafından, Der Judenstaat (Yahudi Devleti) adlı eserinin yayımlanmasının ardından, 19. yüzyılın sonlarında resmen kurulmuştur.

“İsrail Diyarı”na Yahudi göçünü teşvik etmeyi amaçlayan hareket, sonunda Yahudiler için bir anavatan olarak İsrail’i kurma hedefine 1948 yılında ulaşmıştır.Savunucuları, Siyonizmin amacını Yahudi ulusu için kendi kaderini tayin olarak görmektedir.İsrail’de yaşayan Yahudilerin dünya üzerindeki Yahudiler içindeki payı hareketin hayata geçirilmesinden bu yana sürekli olarak artmıştır.

Bugün, dünyadaki Yahudilerin yaklaşık yüzde 40’ı İsrail’de yaşamaktadır.

Amerika Birleşik Devletleri’nde de benzer sayıda Yahudi yaşamaktadır (bakınız Amerikan Yahudileri), ancak bu rakamın İsrail’e oranla azalmaya devam etmesi beklenmektedir.

Enfâl suresi 30. âyet meali

“Gerçeği yalanlayan nankörler, seni tutuklamak, öldürmek veya sürgün etmek için plan yapıyorlardı. Onlar plan yaparlarken, Allah da plan yapıyordu. Allah, plan yapanların en hayırlısıdır.”

Kabe Nedir?

Suudi Arabistan’ın Mekke kentinde bulunan ve Müslümanların hacı olabilmek için, belli kurallara uyarak tavaf etmeleri gereken kutsal yapı. Kabe, Mekke’de Mescid-i Haram’da yer alan ve İslam dininde en kutsal sayılan cami. İslâm dininin ilk ve en kutsal mekanı kabul edilir. Bu yapının etrafında Mescid-i Harâm bulunur. Kur’an’da Kabe’nin İbrahim ve oğlu İsmail tarafından inşa edildiği ifade edilir. 

Peki şimdi sizlere soruyorum Kabe kimlerin elinde?

BAKMIŞ YouTube kanalına abone olabilirsiniz

BAKMIŞ YouTube kanalı aboneleri ve video etkileşimleri ile hızlı bir şekilde büyümeye devam etmektedir. BAKMIŞ ilginç bilgiler kanalı haftada iki yeni video yükleyerek içeriklerini sürekli güncellemekte ve güncel trend konuları paylaşmaktadır. Sizlerde dünya insanlarından saklanan bu gizli bilgileri ve belgeler ile ilgili analizleri merak ediyorsanız BAKMIŞ YouTube kanalına abone olabilirsiniz. kıyamet

Sevdiğiniz ve ilginç bulduğunuz video içeriklerini arkadaşlarınız ile paylaşmayı ve yorum yapmayı unutmayın. 

Diğer yazılarımıza da göz atın; 

ZOMBİ SALGINI NASIL BAŞLADI? 2030’DAN GELEN MESAJ – 1. Bölüm

Küresel Elektrik Kesintisi – GÜNEŞ EMP 2020

Elon musk’ın Kıyamet Projesi Neuralink Beyin Çipi

Rüyaları Kontrol Etmek Mümkün müdür?

Exit mobile version