KAR İLE DOLU ARASINDA NE FARK VAR? l KAR TANELERİNİN DOĞASI

3 dk


Kış mevsiminin en güzel olaylarından biridir kar yağışı. Çocuklar kar yağmasıyla beraber kardan adam yapar, kartopu oynar ve eğlenirler. Yalnızca çocuklar değil 7’den 70’e herkes sevinir yerleri bembeyaz görünce. Ancak bir de dolu ismini verdiğimiz yağış tipi vardır. Dolu yağacağı zaman herkesi bir telaş kaplar, arabaların üzerine battaniyeler atılır, insanlar yağış sırasında dışarıda kalmaktan korkar. Aslında kar da dolu da su moleküllerinin katı halde gökyüzünden düşmesi olayıdır. Peki, birinin güzel diğerinin felaket olarak gözükmesinin sebebi ne? Kar ve dolu nasıl oluşuyor? Gelin meteorolojik yağışların nasıl oluştuğuna hep beraber bakalım.

Göller, denizler, okyanuslar, akarsular gibi pek çok kaynaktan buharlaşan sular göğe doğru yükselmeye başlar. Bir santimetreküp hava farklı sıcaklıklara göre değişik miktarlarda su buharını bünyesinde bulundurabilir. Havada asılı halde bulunan bu su moleküllerine bizler nem deriz. Havadaki nem birim miktardaki maksimum değere ulaştıktan sonra su molekülleri daha fazla asılı kalamaz ve yerçekiminin de etkisiyle beraber yeryüzüne doğru düşüşe geçer. Yağış dediğimiz şey de tam olarak budur. Ancak her yağış aynı tipte olmaz. Bazen yağmur bazen kar bazen de dolu olarak yeryüzüne iner bu su molekülleri. Peki, ne olduğunda hangi yağış tipi oluyor? Öncelikle şunu söyleyebiliriz. Bulutlar havanın çok soğuk olduğu bir yüksekliktedir. Bu yüzden yoğuşma esnasında genellikle direkt kar oluşur. Sonrasında düşüşe geçtikçe hem hava sürtünmesine maruz kalan bu kar tanecikleri ısınır hem de yeryüzüne yaklaştıkça artan hava sıcaklığıyla beraber eriyerek yağmur halinde yeryüzüne ulaşır. Bazense -özellikle tropikal kuşak gibi sıcak bölgelerde- maksimum neme ulaştığı anda birleşip yoğuşarak yeryüzüne yağmur halinde iner.

Kar ile dolu arasındaki fark ise biraz daha farklıdır. İki şekilde dolu oluşur. Su molekülleri ya atmosferdeki yoğuşma esnasında donar ya da yağış olarak düşerken donması gerekir. Nem atmosferde donarken çok yoğun değilse ve sıcaklık da yavaş yavaş düşüyorsa kristalleşerek kar halini alır. Ancak moleküller birbirine oldukça yakınsa ve soğuk hava dalgasına bir anda maruz kalırsa kristalleşme olmadan donma olayı gerçekleşir ve bizim genellikle fındık, ceviz ve portakal gibi meyvelerle boyutlarını tarif ettiğimiz dolular oluşur. Veya şöyle bir ihtimal de olabilir: Atmosferde kar kristalleri şeklinde yoğuşan su molekülleri düşüşe geçerken erimeye başlar ve yağmur haline gelir. Ancak daha sonra yeryüzüne yakın kısımlarda başka bir soğuk hava dalgasının içinden geçerse ani bir şekilde bu yağmur damlaları kristalleşmeden buz yani dolu halini alır.

Kar ile dolu arasındaki farklardan biri de tanecik yapısıdır. Bunu siz de fark etmişsinizdir zaten. Mesela dolunun sabit bir şekli yoktur. Yumurta gibi bir ucu sivri olan dolular düşerken çok büyük zararlar verebilir. Ancak karların düzenli fakat her bir tanenin birbirinden farklı şekli vardır. Bundaki en büyük etken dolunun ani bir donma, karın ise kristalleşme sonucu oluşmasıdır. Pek çoğunuzun gözlemlediği üzere bir merkezden ayrılan altı kol ile beraber kristallenir kar taneleri. Kar tanelerini oluşturan buz kristalleri, geçmişten günümüze birçok bilim insanının dikkatini çekmeyi başarmış. Örneğin 1611 yılında Johannes Kepler bir makalesinde buz kristallerinin altılı simetri şekillerinden bahsediyor. Bundan yaklaşık 20 sene sonra, Rene Descartes doğada çok ender görülen 12 kenarlı kar tanesini gözlemlemiş. Descartes, kenarların ve açıların mükemmel bir biçimde birbirine eşit ve dümdüz olduğunun altını çizerek bu kadar düzgün şekilde oluşan kar tanelerinden nasıl etkilendiğini ifade ediyor.

Dünya’da kar kristalleri fotoğrafını çeken ilk kişi Amerikalı fotoğrafçı Wilson Alwyn Bentley olmuştur. 15 Ocak 1885 tarihinde elindeki körüklü fotoğraf makinesine bir mikroskop bağlar ve ilk kar kristalini görüntülemeyi başarır. Wilson Alwyn Bentley gördüğü manzaraya hayran kalmış ve 50 yıl boyunca sürekli olarak kar tanelerini fotoğraflamış ve yaklaşık 6000 adet kar kristalini fotoğraflamıştır. Fotoğraflarını çektiği kar kristalleri arasında birbirinin aynı olan iki kar tanesine hiç rastlayamamıştır.

Kar kristallerinin bu estetik yapısı ve gökyüzünden üzerimize yavaş yavaş süzülerek inmesinden olacak ki bizler de kar yağışını izlerken huzur buluyoruz.

Bir videomuzun daha sonuna geldik. Videolarımızdan haberdar olmak için abone olmayı ve bizlere destek olmak için videoyu beğenmeyi unutmayın.


Sizin Tepkiniz Nedir?

Üzgün Üzgün
13
Üzgün
Kızgın Kızgın
12
Kızgın
Hahaha Hahaha
10
Hahaha
Beğendim Beğendim
10
Beğendim
İnanılmaz İnanılmaz
8
İnanılmaz
Sevdim Sevdim
6
Sevdim
Beğenmedim Beğenmedim
5
Beğenmedim
AHALİ

0 Yorum

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Yazı Formatı Seçiniz
Serbest Yazı
Yazılarınıza Görseller Bağlantılar Ekleyebilirsiniz
Video
Youtube and Vimeo Embeds