KIRIK PENCERELER TEORİSİ | TOPLUMLA SUÇLAR ARASINDA NASIL BİR İLİŞKİ VAR?

3 dk


Suçlar… Bir toplumun iyi veya kötü olarak sınıflandırmasını sağlayan kurallara aykırı davranışlar. Peki, suçların işlenmesi ile toplumsal tutumun arasında bir devridaim olabilir mi? Toplumun yapısı suç işlenmesine sebep oluyor olabilir mi? Psikologlar bununla ilgili bir deney yaptılar ve kırık pencereler teorisini ortaya attılar. Peki, bu deneyden nasıl sonuçlar çıkarıldı? Gerçekten toplumsal yapı suça teşvik edebilir miydi? Suçların engellenmesi için toplumsal yapının düzeni nasıl sağlanmalıydı? Gelin videonun devamında hep beraber öğrenelim.

(intro)

            Amerikalı suç psikoloğu Philip Zimbardo 1969 yılında bir deney yaptı. İki adet sahipsiz arabadan birini Kaliforniya Palo Alto’da bulunan zengin bir mahalleye, diğerini de Bronx’taki fakir bir mahalleye yerleştirdi. Kısa süre içerisinde fakir mahalledeki arabanın parçaları sökülüp çalınmış, kaportası yamultulmuş ve camları kırılmıştı. Bir hafta içinde bu araba artık çocukların rahatça girip çıkıp içinde oyun oynadığı bir alana dönüşmüştü. Ancak aynı şeyler zengin mahalle için söylenemezdi. Zengin mahalledeki arabada neredeyse tek bir çizik bile yoktu. Zimbardo bu gözlemiyle fakir insanların zenginlere göre daha çok suça meyilli olduğu sonucuna ulaştı. Çünkü zenginler nezih bir yaşam sürüyordu ve itibarlarını korumak zorundaydı. Ancak fakirlerin kaybedecek bir şeyi yoktu. Bu yüzden o arabayı parçalayıp parçalamamak konusunda tereddüt etmiyorlardı. Fakat deney henüz bitmemişti. Zimbardo deneyin ikinci aşamasına geçti ve zengin mahalledeki arabaya balyozla vurarak kaportasını yamulttu. Bunu yaptıktan sonra gözlemleye başladı. Birkaç gün sonra zenginler de arabayı parçalıyor ve rahatlıkla zarar veriyordu artık. Böylece deney tamamlanmıştı.

            1982 yılına gelindiğindeyse sosyal bilimciler James Q. Wilson ve George L. Kelling tarafından yayınlanan bir makaleyle beraber Kırık Pencereler Teorisi ortaya atıldı. Makaleden alınan ufak bir kesit teorinin içeriğini anlamanızı sağlayacaktır:

            “Birkaç kırık penceresi olan bir bina düşünün. Camlar tamir edilmemişse vandallar birkaç cam daha kırmaya meyillidir. Sonunda bina boş ise tüm camları kırılabilir, gecekonduysa belki de yangın dahi çıkarabilirler.”

            Makalenin yazıldığı yıllarda New York metrosu da bir vandalizmle karşı karşıyaydı. Metro istasyonları adeta bir harabe halindeydi. Her gün bir gasp olayı yaşanıyordu, duvarlar pislik içindeydi ve sanat anlayışından uzak grafitilerle bezenmişti. Daha sonra bu teori baz alınarak grafitilerin üzeri boya ile kapatıldı, gaspçılara ağır cezalar verildi ve suça göz yumulmamaya başlandı. Bu sayede New York metrosu çok daha güvenli bir hale geldi.

            Makalede bahsedilen bu olguyu daha pek çok yerde gözlemleyebiliriz aslında. Mesela parkta çekirdek çitlerken kabuğunu ne yaparsınız? Çoğu kişi itiraz edebilir ancak genellikle insanlar eğer yerde başka kabuklar da varsa kendi kabuklarını da yere atar. Bir kişi suç işleyeceği zaman daha önce insanlar tarafından o suçun işlenilip işlenilmediğine bakar. Belki farkında değildir ama bilinçaltından toplumda suça olan yaklaşımı gözlemler. Kendinden önce başka kişilerin de bu suçu işlemiş olması yaptığı hareketi daha meşru kılacağını düşünür. En masumlarımız olan çocuklar bile ödevini yapmadığı zaman bahane olarak başka ödevini yapmayan arkadaşlarının da var olduğunu söyler. Çünkü başkalarının yaptığı hataların kendi hatasını örteceğini düşünür.

            Bir suçu bütün bir toplum işlediğinde bireyler vicdan azabı çekmezler. Zira her biri suçu öbürlerine yıkar. Kırık pencereler tamir edilmedikçe, yerden o kabuklar toplanmadıkça; insanlar pencereleri kırmaya, kabukları yere atmaya devam eder. Yaptıklarından pişmanlık duymazlar çünkü kötü bir şey yapıyor olsalar bunca insanın şimdiye kadar bu suçları işlerken cezalandırılmaları gerektiğini düşünürler. Dünya genelinde hâkim olan ahlak anlayışı utanç ve kınanma duygusu olduğundan suç işleyen bir kişi onu kınayacak kişilerin de suçu işlediğini görür. Böylece suç işlemeye olan yatkınlığı artar, suçu işlememek için onu tutan bir şey yoktur artık. Önü açılan bu suç fırtınasının etkisine kapılmayan kişilerse gerçekten suç meşru olsa bile yaptığının ahlaki bir tutum olmadığının farkında olan gerçek vicdan sahipleridir. The Purge filmindeki gibi bir gece hiçbir suça ceza verilmeyeceği duyurulsa bile ahlak ve vicdanını ön plana koyarak suç işlemekten uzak duran kişilerdir gerçekten iyi olanlar.

            O halde bize düşen görev, bir toplumda daha fazla pencere kırılmadan önce kırık pencereleri tamir etmektir. Böylece bir videomuzun daha sonuna geldik. Videolarımızdan haberdar olmak için abone olmayı ve bizlere destek olmak için videoyu beğenmeyi unutmayın.


Sizin Tepkiniz Nedir?

Üzgün Üzgün
6
Üzgün
Kızgın Kızgın
5
Kızgın
Hahaha Hahaha
4
Hahaha
Beğendim Beğendim
2
Beğendim
İnanılmaz İnanılmaz
1
İnanılmaz
Sevdim Sevdim
13
Sevdim
Beğenmedim Beğenmedim
12
Beğenmedim
AHALİ

0 Yorum

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Yazı Formatı Seçiniz
Serbest Yazı
Yazılarınıza Görseller Bağlantılar Ekleyebilirsiniz
Video
Youtube and Vimeo Embeds