Tarihteki iki büyük dünya savaşından da mağlup ayrılan bir devlet: Almanya. Ancak her seferinde yeniden yükselebildiler. Peki, Almanlar bunu nasıl başarabildi? Savaş enkazının içinden çıkıp yeniden dünyanın en güçlü devletlerinden biri olmayı ve hatta en büyük 4. ekonomi olabilmeyi nasıl başardılar? Mağlup Almanya nasıl tekrar yükselebildi? Gelin bu videoda Almanların küllerinden doğuş hikâyesini konuşalım
Alman İmparatorluğu Versay Antlaşması’nı imzalayarak pek çok toprak kaybetti. Polonya’nın denize kıyısı olması için verilen Danzig Koridoru yüzünden Doğu Prusya Alman anakarasından koptu. Alman İmparatorluğu’nun yerine kurulan Weimar Cumhuriyeti, Adolf Hitler’in şansölye oluşuna kadar varlığını devam ettirdi. Bu dönemde sanayiye önem verilerek devletin yeniden inşası sağlandı. Adolf Hitler şansölye olduktan sonra Alman insanlarına milliyetçilik aşılayarak yükseliş ruhunu uyandırdı. Yeterli ortamı sağladıktan sonra toprak kazanımlarına başladı. Bir taraftan Avusturya, Çekoslovakya, Polonya gibi devletler Nazi Almanyası’nın egemenliğine girerken bir taraftan da sanayi faaliyetlerine devam ediliyordu. 1939’da başlayan 2. Dünya Savaşı’nda çok büyük zaferler kazanan Nazi Almanyası güçlü devletlerin onlara karşı savaşa dâhil olması sebebiyle yenilgiler almaya başladı. 1945 yılına gelindiğinde ele geçirilen bütün topraklar kaybedilmiş ve Müttefikler Almanya’nın en baştaki topraklarına kadar girmişti. Adolf Hitler’in intiharıyla beraber Almanya bu savaşta yolun sonuna geldi. Pek çok Alman şehri bombalanmış, yerle bir edilmişti. 7 Mayıs 1945’te Almanya, teslimiyet belgesini imzaladı. Bugünkü Almanya toprakları, 4 Müttefik devleti arasında 4’e bölündü. 1949 yılında Fransa, ABD ve Birleşik Krallık kendi paylarına düşen toprakları birleştirerek Batı Almanya’yı kurdu ve askeri olarak bölgeden çekildi. Sovyetler Birliği de Doğu Almanya’yı kurdu. Batı Almanya kapitalist bir ideoloji benimserken Doğu Almanya komünistti. Komünist rejimden kaçmak isteyen Doğu Almanyalılar Berlin’in Batı Almanya kısmına geçiyor oradan hava yoluyla Batı Almanya anakarasına ulaşıyordu. Bunun üzerine kaçışları engelleyebilmek için 1961’de Berlin Duvarı inşa edildi.
Bu sırada kapitalist bir ideoloji izleyen Batı Almanya ekonomisini düzeltmek için çok uğraştı ve ağır sanayi tesisleri kurdu. Sanayiyi kurdular kurmasına da çalışabileceklerinden çok fazla sayıda sanayi tesisleri vardı. Bunun üzerine Batı Almanya, Türk hükümeti ile anlaşarak işçi çalıştırmak üzere Türk vatandaşlarını ülkeye kabul etti. Böylece hem Almanya gereken iş gücünü sağlamış hem de Türkiye büyük işsizlik yükünden kurtulmuştu. Yoğun sanayi gücüyle beraber Batı Almanya ekonomisini yükseltmeye başladı. 1991 yılında zayıflayan komünist rejimle beraber Doğu Almanyalılar Berlin Duvarı’nı yıktı. Böylece Doğu ve Batı Almanya birleşerek bugünkü Almanya Federal Cumhuriyeti kurulmuş oldu.
Peki, Batı Almanyalılar nasıl sanayiyi bu kadar iyi geliştirebilmişlerdi? Aslında Müttefikler Batı Almanya’nın ekonomisinin yükselmesini istemiyordu ve hatta bunu engellemeye çalışıyordu. Morgenthau Planı adı altında Alman ekonomisini salt tarıma yönlendirmek istiyorlardı. Aslında Müttefikler korkuyordu ama bu korkunun salt ekonomiyle alakası yoktu. Tarihte Almanlar ne zaman büyük bir ekonomi inşa etseler yeni bir dünya savaşı çıkarıyorlardı. Korkuları 3. bir dünya savaşı çıkmasıydı. Ancak daha sonra Soğuk Savaş’ın başlamasıyla beraber tehlikenin Almanlar değil Sovyetler olduğunu anladılar. Bu yüzden Sovyet etki alanındaki Doğu Almanya’ya gözdağı vermek ve Batı Bloku’nun sanayi gücünü artırabilmek için Müttefikler Batı Almanya’da sanayi kurulmasına izin verdi. ABD Marshall Yardımı adı altında yaptığı para yardımlarını Batı Almanya’ya da yaptı. Parayı ABD’den, işçiyi de Türklerden bulan Batı Almanya’nın sanayi kurup ekonomiyi yükseltmek için başka bir şeye ihtiyaçları kalmamıştı artık. Onlara tek gereken şey çalışmak, daha fazla çalışmaktı. Tabii bu ağır sanayiden memnun olmayanlar da vardı. Hippiler gibi oluşumlar çıktı bu dönemlerde. Kapitalizmi eleştiren, ağır sanayinin doğaya zarar verdiğini söyleyen bu gruplar protestolar düzenliyordu. Karşıt görüşlü Batı Almanyalılar da “Beğenmiyorsanız Doğu Almanya’ya gidin.” diyordu. Öğrencilerin 1968 yılında düzenledikleri protestolar, Doğu Almanya Halkı ile Batı Almanya halkı arasında barışçıl temaslar oluşturmaya başladı. Böylece iki Alman devleti 1991’e kadar savaş kızgınlığıyla değil barışla yaşadılar. Bu barış ortamı 1991’de Berlin Duvarı’nın yıkılmasında hiç şüphesiz etkili oldu. Bu barış ortamı sağlanmasa Almanya için çok değişik bir senaryo yazılabilirdi.
Velhasılıkelam 1991’de Almanya’nın birleşmesiyle Alman ekonomisi daha da yükselmeye başladı. Hem sanayi kurulacak yeni alanlar hem de daha fazla iş gücü ortaya çıktı. Hem de zamanında gelen Türklerin çocukları da burada kalarak iş gücünü devam ettirdi. Almanya dünyadaki tüm hammaddenin toplanıp katma değer kazanarak yeniden dünyaya yayıldığı bir sanayi devletine dönüştü.