Şehid Lider MUHAMMED MURSİ Kimdir?


Muhammed Mursi, yada tam ismiyle Muhammed Mursi İsa el Eyyat.

Kendisini nereden tanıyoruz peki?

Malumunuz olduğu üzere kendisi Mısır’ın ilk seçilmiş Cumhurbaşkanıdır.

Muhammed Mursi, 8 Ağustos 1951 tarihinde, ülkenin kuzeyindeki Şarkiye şehrinde doğdu. Beş kardeşin en büyüğü olan Muhammed Mursi ilk eğitimini yine Şarkiye şehrinde aldı. Mursi’nin Babası çiftçi, annesi ise ev hanımıydı. Bu yüzden orta halli bir ailede büyüdü. Mühendislik lisansını 1975-1978 senelerinde okuduğu Kahire Üniversitesi’nden aldı. Bunun akabinde Metalurji üzerine yüksek lisans yaptı. Mühendislik doktorasını 1982 senesinde Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde tamamladı. Bunun üzerine 1985 senesine kadar Northridge Kaliforniya Eyalet Üniversitesi’nde yardımcı doçentlik yaptı. Ardından eğitim vermek için Mısır’daki Zagazig Üniversitesi’ne geldi ve burada Mühendislik Fakültesi dekanlığı yaptı. Ayrıca üniversitenin eğitim heyetine üye olarak seçildi.

Görev yaptığı Üniversiteler yanında Libya’daki Trablus Üniversitesi, Kahire Üniversitesi “Zemin Sertleşme Çözümleri” alanında onlarca çalışması vardır. Aynı şekilde Amerika Birleşik Devletlerinde bulunduğu sıralarda Nasa’da da görev yapmıştır. Hatta Metalurji alanındaki tecrübesini burada kazanmış ve çeşitli buluşlara katkıda bulunmuştur.

Mursi yurda döndükten sonra, ideolojik bakımdan yakın olduğu Müslüman Kardeşler hareketi içerisinde siyasete atıldı. Kendisini burada hemen belli eden Mursi 2000 ve 2005 yılları arasında milletvekili oldu. Ancak Müslüman Kardeşler’in yasal olarak seçime katılmaları mümkün olmadığından parlamentoya bağımsız siyasetçi olarak girdi. Çünkü Müslüman Kardeşler hareketi her daim şeriat karşıtı güçler için bir tehdit unsuruydu. Bu yüzden ellerine geçen her fırsatta Müslüman kardeşleri sindirme politikası devam etmekteydi.

Mursi tüm bunlarla beraber yaklaşık 5 yıl Mısır Halk Meclisi üyeliği yaptı. 2011 Mısır Devrimi’ne muhalif bir lider olarak destek verdi ve 30 Nisan 2011 tarihinde Müslüman Kardeşler’in kurduğu, Özgürlük ve Adalet Partisi’nin başkanı seçildi. Tabi bu arada Mısırda Mübarek yönetimine karşı gösteriler bu olaydan 3 y önce 25 ocak 2011 tarihinde başlamıştı. Biliyorsunuz ki bu olaylar Arap Baharı adıyla Tunusta başlayıp, 2. olarak Mısıra sıçrayan ve diğer Arap devletleriyle devamının geldiği özellikle twitter üzerinden insanları kışkırtmaya yönelik hadiselerdi. “Özgürlük, Onur” sloganları atan halk, yaptığı gösteriler ile Mısır’daki baskıcı yönetim ve ekonomik bunalımlardan kurtulmayı hedefledi. Böylelikle Arap halkları adalet ve demokrasi için ayaklandı. Yine 2011’in Ocak ayında 30 yıl boyunca yönetimi bırakmayan Hüsnü Mübarek yönetimine karşı ayaklanan halk, devrim yaptı ve bunun neticesinde seçime gidilme kararı verildi.

Bu olanlardan yaklaışık 1 yıl sonra, yani 30 Haziran 2012 tarihinde Mısır Cumhurbaşkanlığı seçimleri’nde Müslüman Kardeşler, Hayrat Şatır’ı aday gösterdi. Ancak Hayrat Şatır’ın adaylığı düşünce, İhvan-ı Müslümin Şatır’ın yerine Muhammed Mursi’yi aday olarak seçti. Mursi bunun üzerine yoğun bir şekilde seçim kampanyası yürüttü ve seçimlerin İlk turunda %25.5 oy aldı ve ikinci tura girmeye hak kazandı. Mursi, ikinci turda %51.73 oy alarak bu seçimlerden adeta zaferle çıktı ve artık resmen Mısır Devleti’nin 5. Cumhurbaşkanı oldu. Tabi böylelikle, yönetime ilk defa seçimle gelen Cumhurbaşkanı da olmuştu.

Sonuçların açıklanmasının ardında Tahrir Meydanı’nı dolduran Müslüman Kardeşler taraftarları, Mursi’nin zaferini coşkuyla kutladılar.

Mursi, yönetimi ele almasıyla birlikte siyasi hayatı yargı ve bürokrasinin dışına çıkarmayı hedefledi. İktidarı süresince çeşitli meydan okumalarla karşı karşıya kalan Mursi, devrik lider Mübarek’in kalıntılarını kaldırmak için mücadele ederek radikal kararlar aldı.Daha fazla siyasi katılım ve işbirliği için tüm çevrelere diyalog çağrısında bulundu.

Birçok konuda yargı engeline takılan Mursi için Mübarek taraftarları protesto gösterileri düzenledi. Başlarda bazı İslamcı gruplar ile laik, liberal sol kesimler arasında bir anlaşmazlık çıktı. Görevinin ilk yılından itibaren Mursi için itibarsızlaştırma çalışmaları başlatıldı. Hatta Tahrir Meydanı Mursi’yi istemeyen bazı grupların gösterilerine sahne oldu.

2013 yılında Mursi’ye karşı alınan tavır daha da keskinleşti. Mübarek’in devrilme sürecine ev sahipliği yapan Tahrir Meydanı bu kez Nisan 2013’de Mursi karşıtlarının gösteri alanı oldu. 30 Haziran 2013 tarihindeki muhaliflerin kitlesel protestoları darbeye ulaşan yolun son adımı oldu.

30 Haziran’daki protesto gösterileri ve ardından yaşanan siyasal çalkantı Mısır ordusunu harekete geçirmeye yönelik olarak planlanmıştı. Zaten planlı bir şekilde yürütülen bu kriz sürecinde ordunun rolü askeri müdahale ile Mursi’nin görevden uzaklaştırılmasıydı. Genelkurmay Başkanı Sisi’nin 1 Temmuz’da açıklama yayınlayarak taraflara uzlaşmaları için 48 saat mühlet vermesi, darbeye zemin hazırlamak içindi.

Adım adım bir ‘darbe’ hareketi

30 Haziran 2013: Tahrir Meydanı’ndaki gösteriler hızla ülkenin diğer kentlerine yayıldı. İskenderiye, El-Mahalla ve Süveyş Kanalı’ndaki kentlerde Cumhurbaşkanı Mursi’nin istifası için protestolar düzenlendi. Muhalifler tarafından kurulan Temerrüd (İsyan) Hareketi, Mursi’nin istifası için 22 milyon imza topladığını açıkladı.

1 Temmuz 2013: Mısır ordusu, 48 saat içerisinde ülkedeki siyasi krizin çözümlenmesi gerektiğini aksi takdirde yönetime el koyacaklarını ilan etti.

2 Temmuz 2013: Cumhurbaşkanı Mursi, ordunun bu ilanının ardından tarihe geçecek bir açıklama yaptı. Mursi, milli mutabakat hükümeti kurulmasını önerirken, “Meşruiyeti korumak için gerekirse canımı veririm” dedi. Mısır Ortodoks Kilisesi’nin başı Papa II. Tawadros ise “Çalınan devrimi temerrüd (isyan) düşüncesi ve fedakar gençler yüksek medeni bir üslupla geri alıyor” mesajını yayınladı. Mursi yanlıları ve karşıtları arasında Kahire Üniversitesi önünde çıkan çatışmalarda 16 kişi hayatını kaybetti.

3 Temmuz 2013: Mursi tarafından atanan Mısır Genelkurmay Başkanı Abdülfettah El-Sisi beraberinde askeri yetkililer, Ezher Şeyhi Ahmed et-Tayyib, Kıpti Patriği Tavadros, ile Selefi Nur Partisi temsilcisi Muahmmed Abdulaziz ve Muhammed Baradey, Mısır’ın ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi’nin düşürüldüğünü açıkladı.

Darbe sürecinde en şaşırtıcı tepki Batı ülkelerinden geldi. Washington, Londra ve diğer AB başkentleri Mısır’da gerçekleşen askeri müdahaleyi darbe olarak tanımlamamış ve demokratik tepkilerinin ne kadar değişken olduğunu göstermişlerdi.

Bu olanların üzerine Cumhurbaşkanı Mursi’nin destekçileri, ordunun yönetime el koyma kararını protesto için Rabiatul Adeviyye Meydanı’nda yüzbinlerin katıldığı zaman zaman milyona ulaşan gösterilere başladı.

Darbe sonrası yaptığı açıklamada Mursi, kesinlikle kararı kabul etmediğini ifade etti ve kendisini destekleyenlere direnmelerini söyledi. Mursi; “Şu anda Cumhurbaşkanıyım, aynı zamanda ordunun komutanıyım” dedi. Mursi, göreve geldiği ilk günden itibaren seçimle geldiğini ve ancak seçimle gideceğini ifade etmişti. Mursi’nin önce gözaltına alındığı ve ev hapsinde tutulacağı belirtildi. Ve gözaltında tutulduğu yer uzun süre kamuoyundan saklandı.

Askerin yönetime el koymasının ardından bazı televizyon kanallarının yayını durduruldu. Güvenlik güçleri, çeşitli yerlere düzenlediği operasyonlarda binlerce kişiyi gözaltına aldı. Mısır’ın ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı için kullanılan oylarına, özgürlüklerine ve geleceklerine sahip çıkmak isteyen Mısır halkı tarihe geçen sivil direniş için Rabia Meydanı’nı doldurdu.

Ordu, 11 Ağustos’ta sivil direnişçilere ültimatom verdi ve bir an önce meydanları boşaltmalarını istedi. Protestocuların uyarıya rağmen dağılmaması üzerine 14 Ağustos günü asker, zor kullanmaya başladı. Mursi yanlısı göstericilerin çadırlarını yakan asker, yerleşimlerini de yıkıp geçti. Rabia Meydanı’nda birçok insanı katleden Mısır Ordusu, kefenlenmiş cesetleri de buldozerlerle ezip ateşe verdi. Ülke genelinde olağanüstü hal ilan edildi. Askerin 16 Ağustos’ta tüm ülkede gerçekleştirdiği müdahalelerde 173 kişi hayatını kaybetti. Mısır Ordusu tarafından sivillere karşı yapılan katliamda keskin nişancılar görev aldı. Gerçek mermiler, gaz bombaları, hava saldırılarıyla meydandaki insanlar öldürüldü. Meydanda kurulan seyyar hastaneler ateşe verildi. Hastane içerisinde bulunan doktor ve yaralılar da can verdi.

Mısır’da darbeyle görevinden uzaklaştırılan ve ardından hapse atılan sAbık cumhurbaşkanı Muhammed Mursi için artık mahkeme süreci başladı. Mursi bu süreçte 16 Mayıs 2015 tarihindeki “Hamas’a istihbarat sağlamak” ve “hapishaneden firar etmek” suçlamasıyla yargılandığı davalarda idam cezasına çarptırıldı. 16 Haziran 2015 günü hakkında açılan “casusluk” davasından müebbet hapse mahkum olurken, “cezaevi baskınları” davasında ise mahkeme idam kararını onadı.

Mursi dışında Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın üst düzey 17 yöneticisine daha idam cezası verildi. Bunlar arasında İhvan lideri Muhammed Bedii de bulunmaktaydı.

Bu olanlardan sonra duruşma tutukluluk süreci devam eden Muhammed Mursi, 17 Haziran 2019 tarihinde Mısır’da mahkeme salonunda 68 yaşında kalp krizi geçirdi. Bu hadisenin üzerine Mursi, mahkeme salonunda 20-25 dk yerde çaresizce çırpındı ve oradaki yetkililer Mursiye müdahale etmediler ve bu şekilde Mursi bir cinayete kurban götürülmüş olup Allâh’ın izniyle şehid olmuştur. Rabbim şehadetini kabul etsin ve bizlerede Muhammed Mursi gibi müslüman kardeşlerimizin verdiği mücadele şuurundan nasib etsin.

Tabi bu olanların üzerine özellikle Türkiye’de Muhammed Mursi adına genellikle merkez camilerde gıyabi cenaze namazları kılındı. Diğer müslüman ülkelerde de kılınan bu gıyabi namazlarla birlikte devlet liderleri görüşlerini beyan ettiler. Türkiye Devlet Başkanımız Sn Recep Tayyip Erdoğan ise Muhammed Mursi’nin vefatıyla ilgili şu ifadeleri kullanmıştır.

“Maalesef mahkeme salonunda bu olay cereyan etmiş. Ben öncelikle Mursi kardeşimize, şehidimize Allah’tan rahmet diliyorum. Ve demokratik yollarla, yüzde 52 oy almak suretiyle Mısır’a Cumhurbaşkanı olan merhum Mursi, şuanda demokrasiyi bir tarafa koyarak, işgalci bir eda ile şuanda ki Mısır’ın başına geçen zalim Sisi, bildiğiniz gibi 50’ye yakın kişiyi idam etmiştir. AB üyesi ülkeler idamı yasaklarken ne yazık ki Mısır’da bu katil Sisi’nin davetine icabetle oradaki toplantıya iştirak etmişlerdir. Bu ikiyüzlülük değil çok yüzlülüktür..”

Videoyu bitirmeden önce lütfen bu kısmı dinleyin sevgili takipçilerim. Videolarıma gelen ilgi oldukça düşük,  Özellikle de kanalıma abone olanların destekleri bu ara yok gibi. Bu yüzden lütfen vgünlerce verilen emeğin karşılığı olarak sadece sizden bir kaç dakikanızı istirham ediyorum. Bu konuda da anlayışlı olacağını düşündüğümden şimdiden teşekkür ediyorum.. Bir sonraki videoda görüşmek üzere hoşçakalın.

Exit mobile version