Mısırlıların takviminde 30’ar günlük 12 ay vardı.
Romalılar’ın da 10 ay vardı ancak aylar yine 30’ar gündü. Bu ilk Roma takviminde aylar, gündüz ve gecenin eşit olduğu, Mart ayından başlamak üzere, Martius (Mart), Aprilis (Nisan), Maius (Mayıs), Junius (Haziran), Quintilis (Temmuz), Sextilis (Ağustos), September (Eylül), Actober (Ekim), November (Kasım) ve December (Aralık) idi. Quintilis’ten (Temmuz), December’a (Aralık) kadar olanlar 5, 6,7, 8, 9 ve 10 rakamlarının okunuşuydu.
Bu 10 aylık takvim yedek olarak bırakılan bu 60 gün sorun yaratınca, Janarius (Ocak) ve Februarius (Şubat) adlan ile iki ay daha eklenerek takvim tamamlandı. Yani yılın ilk ayı Martius (Mart), son ayı ise Februarius (Şubat) oldu.
Milattan 46 yıl önce Roma imparatoru Julius Caesar (Sezar), politik sebeplerden takvimde bazı değişiklikler yaptı. On bir ayı 30 ve 31 gün olarak iki şekilde düzenledi, yılın son ayı olan Şubat’a 29 gün verdi, her dört senede bir Şubat’a bir gün ilavesini kabul etti, Janairus’u da (Ocak) yılın ilk ayı olarak ilan etti. Böyle olunca da, her 4 yılda bir eklenecek bir günün, yeni durumda yılın ikinci ayı konumuna gelmesine rağmen Februarius’a (Şubat) eklenilmesine devam edildi.
Julius Caesar’ın beklenmeyen ölümünden sonra, Romalılar bu çok sevdikleri imparatorlarının anısına Quintilis (Temmuz) ayının ismini July olarak değiştirdiler.
Ondan sora tahta çıkanlardan, Augustus kendi adına, Sextilis (Ağustos) ayının adını kendi ismi ile değiştirerek, bu aya August adını verdi. Bu sefer de Sezar’ın ayı 31 gün, Augustus’un ayı ise 30 gün çekiyordu. İmparator bu sefer olaya el atti ve 29 gün olan Şubat’tan bir gün daha alarak Ağutos’a ekleyiverdi. Böylece iki ay da eşitlenmiş oldu.