Herkes refah içinde yaşamak, mutlu bir hayat sürmek ister. Ancak insan toplumsal bir canlıdır, diğer insanlarla beraber bu refahı sağlaması gerekir. Bu refah ortamının sağlanması ve korunması için devletler devreye girer. Peki, böyle bir refahın sağlanması için insan toplulukları nasıl bir yol izlemelidir? Bu soruya cevap verebilmek için ütopya kavramı, ütopyaya cevap verebilmek içinse distopya kavramı ortaya çıkar. Peki, nedir bu iki kavram? Gelin videonun devamında hep beraber öğrenelim.
(intro)
İnsanlar hep daha mutlu bir yaşam sürmeyi istedi. Bu yüzden Antik Yunan’dan beri filozoflar sürekli şu soruyu sordu. Daha mutlu olabilmek için nasıl bir toplumsal düzen sağlamalıyız? Bunun üzerine ütopya kavramı ortaya çıktı. Her filozof kendi düşüncelerine göre aklında bir hayat düzeni kurguladı. Kimileri kurguladığı bu düzeni kitaplara aktardı ve bu düşünceler bizlere kadar ulaştı. Bu ideal yaşam düzeni fikirlerine ütopya diyoruz işte. Aslında ütopyanın iki farklı anlamı var. Yunanca kökenli olan bu kelimeyi eğer outopos olarak ele alırsanız olmayan yer demiş olursunuz, ama eğer eutopos olarak ele alırsanız bu sefer de mükemmel yer demiş olursunuz. Bu yüzden ütopyalar aslında hem ideal düzenin sağlanmasından dolayı mükemmel yer, hem de zihinlerde var olup gerçek dünyada potansiyel varsa bile henüz inşa edilemediği için olmayan yerdir.
Tarih boyunca pek çok kişi arkasında ütopya tasavvurları bırakmıştır. Platon’un Devlet kitabı, Farabi’nin Medinetü’l-Fazıla’sı, Thomas More’un Utopia kitabı, Campanella’nın Güneş Ülkesi kitabı, Francis Bacon’ın Yeni Atlantis’i, Samuel Hartlib’in konuşma şeklinde yazdığı A Description of the Famous Kingdome of Macaria’sı, James Harrington’ın The Commonwealth of Oceana kitabı, Thomas Hobbes’un Leviathan’ı, William Morris’in Hiçbir Yerden Haberler kitabı, Thomas Spence’in Description of Spensonia ve The Constitutation of Spensonia kitapları, Étienne Cabet’nin Icarie’ye Bir Yolculuk kitabı ve daha pek çok kitap ütopyaların en önemli örneklerindendir. Listeye daha onlarca kitap eklenebilir ancak örnekleri fazla uzatmak istemedik.
Distopyalarda ise ütopyaların aksine herkesin mutlu olduğu, ideal bir düzen değil; daha karamsar bir gelecek tasavvuru aktarılır. Ütopyalara göre düzen kötüdür ancak yeni kurulacak sistem daha güzel bir gelecek inşa eder. Distopyalara göreyse düzen zaten kötüdür ama gelecekte işler çok daha kötüye gidecektir. Genelde distopyada kontrolü ele alan bir diktatör bulunur ve amacı duyguları yok ederek insanları robotlaştırmaktır. Jack London’ın Demir Ökçe’si, Yevgeni Zamyatin’in Biz kitabı, Aldous Huxley’nin Cesur Yeni Dünya’sı, Karin Boye’un Kallocain kitabı, George Orwell’ın 1984’ü, Ray Bradbury’nin Fahrenheit 451’i, William Golding’in Sineklerin Tanrısı kitabı, Anthony Burgess’ın Otomatik Portakal’ı ve daha pek çok eser de distopya türünün en önemli eserlerindendir. Yorumlara en sevdiğiniz ütopya kitabı ile en sevdiğiniz distopya kitabını yazabilir, nedenini diğer izleyicilerimizle de paylaşabilirsiniz. Böylece bir videomuzun daha sonuna geldik. Videolarımızdan haberdar olmak için abone olmayı ve bizlere destek olmak için videoyu beğenmeyi unutmayın.
0 Yorum