YAKIT OLARAK DİNOZORLARI MI KULLANIYORUZ? | PETROL NASIL OLUŞUR?

3 dk


Buharlı motorlar, Sanayi Devrimi, demiryolları derken insanlık petrolle tanıştı. Aslında petrol eskiden beri bilinen bir şeydi. Ancak 19. yüzyılda petrolün yer altından çıkarıldıktan sonra işlenerek yakıt olarak kullanılabileceği fark edilmişti. Böylece petrol hayatımızın merkezine oturdu. Peki, petrol nasıl oluşuyor? Gerçekten de dinozorları mı yakıyoruz? Gelin videonun devamında hep beraber öğrenelim.

(intro)

            Petrol eskiden beri bilinen bir şeydi demiştik. Peki, insanlar nasıl kullanıyordu petrolü bu zamanlarda? Herodot’a göre,  4000 yıldan daha önce, Babil’de Kule ve duvarların inşasında asfalt kullanılmıştır. Babil yakınındaki Ardenicca yakınlarında ve Zacynthus’ta zift kaynakları vardı. Issus Nehri kıyılarında da çok miktarda zift bulunuyordu. Antik İran tabletlerine göre, İran medeniyeti zamanla sağlık ve aydınlatma alanlarında petrol kullanmıştı. MS 347’de Çin’de bambu kaplı kuyulardan petrol üretilmişti. Ancak 19. Yüzyıla gelindiğinde petrolün rafinerilerde işlenip kimyasal yollarla ayrıştırıldıktan sonra ayrışan bu maddelerin bazılarının yakıt olarak kullanılabileceği fark edildi. İşte petrol geçmişten günümüze bu şekilde geliştirilmişti.

            Petrol kelimesi Latince “petra” ve “oleum” kelimelerinden türemiştir. Petra, Latince “kaya” anlamına gelirken, oleum kelimesi de “yağ” anlamına gelir. Yani petrol, kaya yağı anlamına gelir. Peki, petrolün nasıl bir kimyasal yapısı var? Petrol bir hidrokarbon karışımıdır. Hidrokarbon olarak adlandırılan maddeler, esas olarak hidrojen ve karbon elementlerinden meydana gelmiş organik bileşiklerdir. Adlarını da buradan almaktadırlar. Hidrokarbonlar sahip oldukları hidrojen ve karbon sayısına veya uzaydaki dizilişine göre birbirinden ayrılır. Normalde petrol bir karışımken rafineride işlendikten sonra hidrokarbonlardan bazıları ayrışarak yeni karışımlar oluşturur. Mesela benzin ve mazot bu şekilde oluşur. Benzinin molekül zincirleri daha kısa olduğundan ısı verilmesi halinde kolayca bağlar kopar ve kısa sürede alev alır. Ancak mazot daha uzun zincirler içerir. Bu yüzden bağların kopması zordur ve yakmak biraz zahmetlidir.

            Şimdi de sıra geldi petrolün oluşumuna. Nasıl oluşur petrol? Günümüzden yaklaşık 541 milyon yıl önce başlamış olan paleozoik dönemde, planktonlar okyanuslarda bol miktarlarda bulunmaktaydı. Planktonlar öldüklerinde, kalıntıları okyanusun dibine çöküyordu. Çökelen bu kalıntıların üstü, bakterilerin oksijenli solunumla parçalama hızından çok daha hızlı bir şekilde çamur, silt gibi maddelerle kaplanıyordu. Bunun sebebi okyanusların derinliklerinde, suda çözünen oksijen miktarının oldukça az olmasıydı. Petrol oluşumunun ilk aşaması diyajenez (taşlaşma) adı verilen bir süreçtir. Bu süreçte üstü kum ve silt ile kaplanmış organik kalıntılardaki protein, yağ ve karbonhidrat, bakteriler tarafından oksijensiz solunumla çürütülerek hümik ve fulvik asit gibi organik maddelere dönüşür. Söz konusu organik tabaka kalınlaşıp taşlaştıkça yoğun ısı ve basınç açığa çıkar. Ki zaten üstlerinde tonlarca suyun yaptığı basınç da var. Çürüme sonucu ortaya çıkan yeni organik maddeler, bu ısı ve basınç ile kerojen adı verilen maddeye dönüşür. Kerojen, tortul kayaçlarda bulunan kahverengi, siyah tonlarında bir maddedir.

            Kerojen oluşumundan sonra, çökme ve birikmenin etkisiyle sıcaklık ve basınç artmaya devam eder. Kerojen bu yüksek basınç altında, 60°C’den yüksek sıcaklıklara ulaşıldığında kimyasal olarak parçalanmaya başlar. Bu evreye katajenez (parçalanma) evresi adı verilir. Bu aşamada söz konusu organik tabaka üzerine etkiyen sıcaklık 50 ila 150°C arasında değişirken, basınç da 1500 bar gibi değerlere ulaşabilir. Bu basınç değeri atmosfer basıncının yaklaşık 1480 katı kadardır! Tüm bu etkiler altında kerojenin parçalanmasıyla ortaya petrol ve doğal gaz çıkar. Diyajenez ve katajenez evrelerinden sonra gelen son evre metajenezdir. Metajenez evresinde, yer kabuğu içinde oldukça ilerlemiş olan organik tabaka (artık petrol), magmanın etkisi altında daha da yüksek sıcaklık ve basınçlara maruz kalır. Metajenez evresinde, katajenez ile oluşan petrolden geriye metan gazı ve karbon kalıntısı kalır. Yani eğer petrolü zamanında yerin altından çıkarmazsanız bu hidrokarbon molekülleri parçalanarak monomer haline gelir ve yakıt olarak kullanılamaz.

            Kömürün oluşumu da buna benzer aslında. Bitkilerin, zamanla ve sıcaklık-basınç altında, değişim geçirmesi sonucunda oluşmuştur. Kısaca denizlerde ölmüş planktonların kalıntılarıyla oluşan maddelere petrol ve doğal gaz, karada ölü bitkilerin kalıntılarıyla oluşan maddelereyse kömür denir. Fark ettiyseniz dinozorlardan bahsetmedik. Çünkü petrol oluşumunun dinozorlarla bir ilgisi yok. Arabalarımızı hareket ettirebilmek için dinozorları yakıyoruz söylemi aslında terminolojik bir hatadan ibaret. Petrol ürünlerine “fosil yakıt” denmesinden dolayı böyle bir hata doğmuş olabilir. Ama burada kast edilen fosil dinozor fosili değil. Burada kast edilen plankton fosili.

            İşte petrol böyle oluşuyor. Ve evet dinozorları yakmıyoruz. Böylece bir videomuzun daha sonuna geldik. Videolarımızdan haberdar olmak için abone olmayı ve bizlere destek olmak için videoyu beğenmeyi unutmayın.


Sizin Tepkiniz Nedir?

Üzgün Üzgün
9
Üzgün
Kızgın Kızgın
8
Kızgın
Hahaha Hahaha
6
Hahaha
Beğendim Beğendim
5
Beğendim
İnanılmaz İnanılmaz
4
İnanılmaz
Sevdim Sevdim
2
Sevdim
Beğenmedim Beğenmedim
1
Beğenmedim
AHALİ

Yorum

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

  1. Yerin derinliklerinde çok miktarda karbon, hidrojen birikimlerinin reaksiyon şartlarının oluşmasıyla çok büyük PATLAMA, ISI, BASINÇ, DEPREMLE ilkönce DOĞALGAZ zincirleme reaksiyonla PETROL oluşur. Derinlerden yüzeye yükselir. Fosil ile alakalı oluşum değildir.

Yazı Formatı Seçiniz
Serbest Yazı
Yazılarınıza Görseller Bağlantılar Ekleyebilirsiniz
Video
Youtube and Vimeo Embeds