YAVUZ SULTAN SELİM HAN 1. BÖLÜM

5 dk


Geçen ki videolardan bize gelen yorumlar ve hesabımıza gelen maillerle anladıkki Yavuz Sultan Selim hakkında video çekmeliyiz. Arkadaşlar, Yorumlar kısmı bizler için her vakit önem arz etmektedir. Bu yüzden öneri, görüş ve istek video konularını aşağıya yazın! Bizde en çok like alanlardan birisinin konusunu video yapalım!

Yavuz Sultan Selim, Osmanlı sultanlarının dokuzuncusu ve İslam halifelerinin yetmiş dördüncüsü. 10 Ekim 1470’de Amasya’da doğdu. Babası Sultan 2. Bayezid, Annesi ise Aişe hatundur.  Küçük yaşta İstanbul’a gönderilen Selim, dedesi Fatih Sultan Mehmed Han’ın terbiyesinde yetişti.

Şehzade Selim; Kur’an-ı kerim, tefsir, hadis ve fıkıh dersleri yanında ecdadı gibi yüksek fen ilimlerini de öğrenmiştir. Diğer taraftan kendisine ata binmek, güreş tutmak, ok atmak ve kılıç kullanmak da öğretildi. Çok çevik ve zeki birisi olan Şehzade Selim, Kısa zamanda Arabi ve Farisi’yi en iyi şekilde öğrendi. Zamanın velileriyle görüşür, sohbetlerini kaçırmazdı. Babası ikinci Bayezid padişah olduktan sonra, askeri sevk ve idare ile devlet yöneticiliğini öğrenmesi için, şehzade Selim’i Trabzon’a vali tayin etti.

Şehzade Selim Trabzon’da devlet işlerinin yanında ilimle uğraşır ve büyük alim Mevlana Abdülhalim hazretlerinin derslerini takib ederdi. Bu arada edebiyat ve tarih üzerinde de çalışırdı. Trabzon’u çok güzel idare eden Selim’in bu sırada komşu devletler ile de münasebetleri oldu. Nitekim o, valiliği sırasında Trabzonluları rahat bırakmayan Gürcüler üzerine üç sefer yaptı. Bunların en meşhuru 1508 Kütayis seferidir. Bu seferlerde bugün Türkiye toprakları içinde bulunan Kars, Erzurum, Artvin illeri ile on beş mahalli fethederek Osmanlı topraklarına kattı. Buralarda yaşayan Gürcülerin hepsi müslüman oldu. Diğer taraftan İran’da Safevi Devleti’nin başına geçen Şah İsmail, ülkesinde sünniliği yok etmek için her türlü zulmü ve işkenceyi yapıyor, onları kendi bozuk fırkaları olan rafiziliğe girmeye zorluyordu. Bununla beraber Şah propagandacıları vasıtasıyla Anadolu’ya nüfuz ediyor, bu memleketi de hakimiyeti altına alarak, Osmanlı Devleti’ni yıkmak ve burada da sünnileri imha etmek istiyordu. Ayrıca onun, izinsiz Osmanlı topraklarından geçerek Dulkadiroğulları ülkesinde tahribatta bulunması üzerine şehzade Selim de emrindeki cüz’i kuvvetlerle hareketle Akkoyunlu topraklarından Bayburt, Erzincan, Kemah, İspir, Gümüşhane ve Çemişkezek çevresini ele geçirdi. Fakat bütün Akkoyunlu mirasına sahib olduğunu iddia eden Şah İsmail, bu toprakları geri almak için kardeşi İbrahim Mirza’yı bölgeye gönderdi. Şehzade Selim ise, hızla hareket ederek Erzincan yakınlarında Safevi ordusunu perişan etti ve İbrahim Mirza’yı esir aldı. Şah’a karşı alınan bu başarıları şehzade Selim’e büyük prestij kazandırdı. Şehzadenin bu faaliyetlerinden telaşa kapılan Şah İsmail, Bayezid Han’a bir name göndererek yaptıklarından özür dilemiş ve şehzade Selim’den de şikayetçi olmuştur. Nitekim sultan İkinci Bayezid’in emri üzerine şehzade Selim, Şah’ın kardeşini serbest bıraktığı gibi; Erzincan, Kemah, Bayburt ve İspir’i Safevilere geri verdi.

Bu duruma rağmen Şah İsmail, Sultan Bayezid’in Anadolu alevilerine Erdebil’i ziyaret etme izninden faydalanarak onları kendilerine bağlıyor ve Osmanlı Devleti’ni içerden çökertmeye çalışıyordu. Öte yandan da Mısır Memluklülerini de rakibi Osmanlılar aleyhine daimi olarak kışkırtıyordu. Şahın bu faaliyetleri sonucunda Anadolu’da ortaya çıkan Şahkulu, Baba Tekeli ve Nur Halife isyanları binlerce masum kişinin ölmesine sebeb oldu. Şehzade Ahmed ve veziriazam Hadım Ali Paşa kumandasındaki kuvvetler asiler karşısında bozguna uğradı ve Osmanlı ülkesinde bir otorite boşluğunun doğmasına sebeb oldu. Neticede sultan Bayezid’in üç şehzadesi arasında saltanat mücadelesi baş gösterdi. Şehzade Ahmed’in Şahkulu karşısındaki muvaffakiyetsizliği, şehzade Korkut’un ise yumuşak tabiatlı olması dolayısıyla yeniçeriler Selim tarafdarı idi. Ancak sultan Bayezid Han’ın vezirleri şehzade Ahmed’in padişah olmasını istiyorlardı. Şehzade Ahmed, padişah olursa yine vezir olabileceklerini, azledilmeyeceklerini biliyorlardı. Padişah’ın meyli de, yaşının büyüklüğü sebebiyle şehzade Ahmed’e idi. Bu sırada Selim’in ziyaret maksadı ile Kırım’a gitmesi, aleyhindeki devlet adamlarını harekete geçirdi. Bunlar Selim’in saltanat için hazırlandığını ileri sürerek, üzerine Rumeli beylerbeyi Hasan Paşa’nın gönderilmesini sağladılar. Hasan Paşa muharebeye girmeyerek geri çekildi. Bunun üzerine Padişah’ın bizzat Selim’e karşı harekete geçmesi sağlandı! Ancak Rumeli akıncı ve sancakbeylerinin istirhamlarıyla muharebeden vazgeçilerek Sarı Gürz diye meşhur Mevlana Nureddin ismindeki alim aracı gönderildi. Şehzade onu çok iyi karşılayıp, tek düşüncesinin Safevi tehlikesinin kaldırılması ve böylece sünni müslümanların haklarının korunması olduğunu bildirdi. Ayrıca; “Padişah babamın istekleri benim başımın üzerinedir. Sağlığına duacıyız. Padişah pederimin sağ kaldığı müddet içinde kimseyi veliahd ilan etmemesini ve Rumeli’de bir eyaletin uhdemizde olmasını isteriz” dedi. Sarı Gürz, durumu Padişah’a bildirdi. Padişah, şehzadenin bu arzularını kabul etti. Rumeli’de Semendire sancağı tevcih olunarak beratı gönderildi ve bu sancağa Alacahisar ve İzvornik sancakları ilave edildi. Sonra da veliahd tayin etmeyeceğini bildiren bir ahid-name yayınladı.

Bu arada vezirler, şehzade Ahmed’e acele İstanbul’a gelmesi için haber gönderdiler. Şehzade Ahmed Maltepe’ye kadar geldi ise de ordu, veliahdın İstanbul’a girmesini istemedi. Divan, veliahdın sancağına dönmesini emretti. Öte yandan şehzade Ahmed’in İstanbul’a çağrılması şehzade Selim tarafdarlarını harekete geçirdi. 6 Mart 1512’de, İstanbul’da ordu açıkça şehzade Selim lehine büyük gösteri yaptı. Büyük oğlunu desteklemekle kan döküleceğini anlayan Sultan, oğlu Selim’i İstanbul’a davet etti. Şehzade Korkud çok seviliyorsa da, erkek evladı olmadığından ikinci planda kalmıştı. Şehzade Selim, 19 Nisan’da İstanbul’a geldi. Üç yaş büyük olan ağabeyi Korkud, kendisini karşılayarak tebrik etti. Bundan sonra Selim, Yenibahçe’de kendisi için kurulan çadıra geldi. 24 Nisan 1512’de babası sultan Bayezid’in huzuruna girerek el öptü. Sultan Bayezid Han, oğlu Selim’e; “Adaletten ayrılma, acizlere ve biçarelere karşı merhametli ol, kimsesizlere şefkat göster, herkesin sana ram olmasını istiyorsan, ulemaya çok saygı göster, zaruret olmadıkça kimseye karşı sert davranma!..” dedikten sonra çok dualar etti ve padişahlığını Allahü tealanin mübarek etmesi dileğiyle saltanatı kendisine teslim etti.

Yavuz Sultan Selim Han, aynı gün, vezirleri, komutanları ve devletin ileri gelenlerini toplayarak; “Padişah olduğum zaman Arabistan’ı Çerkezlerden, Acem ülkesini rafizilerden temizlemeye ahdettim. Şark ve garbta i’la-yı kelimetullah yani Allahü tealanın ismini yüceltmek için çalışacağım; zalimlere, evladım bile olsa, merhamet etmeyeceğim. Zamanımda boş oturmak ve ahaliye zulmetmek mümkün olmaz, işte, benim halim budur. Biraderim ise, rahatı sever ve yumuşak huyludur. Seferden korkmaz ve haddi aşmak istemezseniz bana biat ediniz. Aksi takdirde şehzade Ahmed’i seçiniz ki, onun zamanında o da, siz de zevk ve safanızla meşgul olasınız…” diyerek üstün gayretlere itina gösterdiğini, fakat dünya devletini arzulamadığını açıklamış oldu. Babası İkinci Bayezid Han’ı, yılda iki milyon akçe tahsisatla Dimotoko’ya, büyük hürmet göstererek maiyyetiyle beraber yolcu etti. İkinci Bayezid Han, 26 Mayıs 1512’de yolda vefat edince, cenazesini İstanbul’a getirtti. Bayezid Camii yanına defnettirip, üzerine bir türbe yaptırdı.

Kaynaklar

1) Tac-üt-Tevarih, cild-2 sh. 397
2) Şakayık-ı Nu’maniyye zeyli (Atai); sh. 217
3) Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi Tarihi; cild-II, sh. 390 v.d.
4) Müneccimbaşı Tarihi; vr. 93 a
5) Tevarih-i Al-i Osman (Millet Kütüphanesi No. 29) Defter, 9. vr. 25
6) Devlet-i Osmaniyye Tarihi Tercümesi (Hammer); cild-4, sh. 101
7) Selimname (İshak bin İbrahim) Süleymaniye Kütüphanesi, Aşir Efendi Kısmı, No. 655
8) Tabakat-ül-Memalik, Süleymaniye Kütüphanesi, Ayasofya kısmı. No. 3396
9) Tarih-i Sultan Selim Han (Celal-zade Salih Çelebi), Süleymaniye Kütüphanesi, Hüsrev Paşa Kısmı. No. 354
10) Osmanlı Tarihi (İ. H. Uzunçarşılı) cild-2, sh. 233
11) Rehber Ansiklopedisi; cild-15, sh. 141
12) Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye
13) Osmanlı-İran Siyasi Münasebetleri (B. Kütükoğlu).
14) Yeni Kaynak ve Vesikaların Işığı Altında Yavuz Sultan Selim’in İran Seferi (Ş. Tekindağ, Tarih Dergisi cild-XVII, sayı 22); sh. 49, 76

Sizin Tepkiniz Nedir?

Üzgün Üzgün
9
Üzgün
Kızgın Kızgın
8
Kızgın
Hahaha Hahaha
6
Hahaha
Beğendim Beğendim
5
Beğendim
İnanılmaz İnanılmaz
4
İnanılmaz
Sevdim Sevdim
2
Sevdim
Beğenmedim Beğenmedim
1
Beğenmedim
Entel Bilgiç
Ağırlıklı olarak Osmanlı tarihi ile ilgilenen ve edindiği çeşitli bilgiler ışında sizleri bilgilendiren bir youtube kanalıdır.

0 Yorum

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Yazı Formatı Seçiniz
Serbest Yazı
Yazılarınıza Görseller Bağlantılar Ekleyebilirsiniz
Video
Youtube and Vimeo Embeds