YAVUZ SULTAN SELİM HAN 3. Bölüm

7 dk


Yavuz Sultan Selim ve ordusu, 14 Ağustos 1514’te Eleşkirt civarına geldiğinde, yeniçeriler yeniden isyankar konuşmalarına başladılar. Nihayet beş yüz kadar yeniçeri, konaklanan bir yerde Padişah’ın otağına ok atıp, ateş açmaya başladılar. Bunun üzerine çadırından dışarı çıkan sultan Selim Han, derhal atına binerek askerin içine girdi ve; “Bre cahiller! Karar verdik, İ’lâ-yı Kelimetullâhı yaymak ve yüceltmek için yola çıktık. Düşmanla karşılaşmadan da geri dönmemiz mümkün değildir. Ne gariptir ki, Şah’ın adamları batıl inanışları uğrunda efendileri için can verirken, içimizdeki bazı gayretsizler bizi hak yoldan döndürmeye uğraşıyorlar. Fakat biz yolumuzdan asla dönmeyecek, emre itaat edenlerle birlikte hedefimize kadar gideceğiz. Bazıları hanımını hayâi edip, yol yorgunluğunu da bahane ederek; “Bundan öte gidemeyiz” derler. Bunun gibiler, kendilerini bilirler. Geri dönerlerse, dîn-i mübîn yolundan dönmüş olurlar. Eğer er iseniz benimle geliniz. Yoksa Şah oğlunun karşısına tek başımıza çıkarız” diyerek atını ileri sürdü. Bu dokunaklı sözlerden sonra, hiç kimse muhalefet etmedi ve Sultan’ın arkasında yürümeye başladı.  (3 sn bekle!)

Sultan Selim Han, ordusuyla Kazlıgöl mevkiine geldiğinde, Şah İsmail’in Çaldıran’da olduğu haberi geldi. Osmanlı ordusu, 22 Ağustos günü Çaldıran’ın Akçay vadisi tepelerinde konakladı. Toplanan divanda bazı vezirler askerin yirmi dört saat dinlendikten sonra muharebeye girilmesini tavsiye ederlerken, bazıları derhal muharebeye başlanılmasını, yoksa şii casusların ordunun maneviyatını bozacağı görüşünde idiler. Padişah da derhal savaşma fikrinde olduğu için, ertesi sabah muharebeye karar verildi. Yavuz Sultan Selim o geceyi, sabaha kadar ibadet ve Allahü tealaya yalvarmakla geçirdi. 23 Ağustos sabahı Osmanlı ordusu harb nizamı aldı. Ordunun sağ kolunu Anadolu beylerbeyi Sinan Paşa ile Zeynel Paşa’nın emrindeki Anadolu ve Karaman kuvvetleri, sol kolunu ise Rumeli beylerbeyi Hasan Paşa kumandasındaki Rumeli askerleri teşkil ediyordu. Sultan merkezde, her zamanki gibi sipahi, silahdar, ulufeci ve gureba bölükleri ile çevrilmiş olup, yanında sadrazam Hersekzade Ahmed Paşa, vezir Dukaginoğlu Ahmed Paşa, vezir Mustafa Paşa, Ferhad Paşa, Karaca Paşa gibi devlet ricali bulunuyordu.

Yorgun Osmanlı piyadelerini, ordusunun büyük bir kısmını meydana getiren süvariler ile imha etmek düşüncesinde olan Şah, 23 Ağustos 1514 sabahı hücum emri verdi. Askerleri “Şah, Şah!” sesleri ile saldırdılar. Yavuz Sultan Selim Han ordusunu son bir kez gözden geçirdikten sonra; “Ya Allah! Bismillah! Allahü Ekber!” diyerek hücum emrini verdi. Osmanlı ordusu; tekbirlerle çığ gibi Şah’ın ordusuna yüklendi. Osmanlı ordusunun ustaca manevraları sayesinde İran ordusu kısa zamanda dağılmaya başladı. Askerinin dağıldığını gören Şah, durumun kendisi için çok tehlikeli olduğunu anlayınca, yaralı bir vaziyette taht ve hanımını harb meydanında bırakarak kaçmak zorunda kaldı. Savaş, Osmanlıların galibiyeti ile bitti. Tarihin en büyük meydan muharebelerinden birini, Allahü tealanın izni ile kazandığını gören Yavuz Sultan Selim Han, şükür secdesine kapandı. Sevinç göz yaşları dökerek, Allahü tealaya hamdu senada bulundu.

Yavuz Sultan Selim Han bu zaferi ile; Anadolu’da müslümanlar arasında yayılarak Eshab-ı kiram düşmanlığını körükleyen, Türk dünyasının inanç birliğini bozmaya çalışan sapık inanç sahiplerini temizledi ve böylece bozuk inancın yayılmasını önledi. Böylelik Ehl-i sünnet itikadını kuvvetlendirerek, İslam’a o dönemde büyük hizmette bulunmuş oldu. (4 sn bekle!)

Çaldıran zaferinden sonra, özellikle Sünni halkın sevinç gösterileriyle Yavuz Sultan Selim ordusu’nun başında Tebriz’e girdi. Büyük Camii’de kılınan ilk Cuma namazında hutbe Sultan Selim adına okundu. Selim Han ilk iş olarak Tebriz’de camiler ve medreselerin imarı ile uğraştı ve şehirdeki bütün alimlere ve san’at sahibi olgun kimselere pek ziyade alaka ve iltifat gösterdi.

Tüm bunlardan sonra Sultan Selim Han,15 Eylül’de Tebriz’den ayrılarak Karabağ’a oradan Amasya’ya geldi. Kışı burada geçiren Sultan, ilkbaharda tekrar İran seferine çıkma kararı olduğu için top ve cephaneyi Şarki Karahisar’da bırakmıştı. Ancak 1515 Şubat’ında Sultan’ı İran seferinden alıkoymak isteyen bazı devlet adamları tarafından yeniçeri tekrar ayaklandırıldı. Ayaklanma sebebini araştıran Yavuz Sultan Selim, sadrazam Dukakinzade Ahmed Paşa’nın bu olayda parmağı olduğunu görerek idam ettirdi ve bir müddet sadarete kimseyi tayin etmedi.

Kışı Amasya’da geçiren Yavuz Sultan Selim Han, askerin vaziyeti sebebiyle İran üzerine tekrar sefer yapılamıyacağını anladıktan sonra, doğu ve güney hududlarına ait bazı yerleri ele geçirmedikçe emniyet sağlanamıyacağı için Kemah seferine çıktı ve kaleyi fethetti. Sultan’ın niyeti bütün Anadolu’yu düşmandan temizlemekti. İran seferi sırasında Dulkadiroğlu Alaüddevle’nin Şah’a karşı harbe iştiraki istenmişti. O bunu kabul etmediği gibi kendisine bağlı bazı aşiret reisleri de Osmanlı zahire kollarını vurmuştu. Ayrıca Alaüddevle, Safevilere ve Mısır Memluklülerine yardımda bulunuyordu. Halbuki Dulkadiroğlu Alaüddevle’nin ablası Yavuz Sultan Selim’in babaannesi idi. Buna rağmen Alaüddevle, Sultan Selim’e karşı düşmanca hareketlerden geri durmadı. Sultan Selim, Dulkadiroğlu’nun üzerine Şehsüvaroğlu Ali Bey’i gönderdi. Ali Bey, kısa zamanda Dülkadiroğullarına aid toprakları Osmanlı Devleti’ne kattı.

Safevi Devleti’nin batı sınırındaki şehir ve kalelerden en önemlisi Diyarbekir’di. Sultan Selim, Diyarbakır’ın alınmasına karar verip, Osmanlı Devleti’ne gelmiş olan meşhur alim İdris-i Bitlisi vasıtasıyla bu şehri sulh yoluyla almaya çalıştı ve bunda muvaffak oldu. Diğer taraftan yine İdris-i Bitlisinin yardımıyla Mardin de Osmanlı topraklarına katıldı. Bunun üzerine Sultan Selim, aslen Diyarbakırlı olan Ahmed Bey’i vali tayin etti. İdris-i Bitlisi, bölgenin Ehl-i sünnet olan yerli beyleri ile görüşerek onları Osmanlı Devleti tarafına çekti. Böylelikle Urmiye, İtak, İmadiye, Siirt, Eğil, Hasankeyf, Palu, Bitlis, Hizran, Meyyafarikin, Cizre gibi yirmi beş bölge beyi devlete itaat edip, eskisi gibi yerlerini idare etmek üzere beratlar gönderildi.

Temmuz başlarında ordu ile İstanbul’a dönen Yavuz Sultan Selim Han, ilk iş olarak, yeniçeri ordusunda ıslahat yaptı. Çaldıran savaşında yeniçeriyi isyana sevkeden vezir İskender Paşa’yı, sekbanbaşı Balyemez Osman Ağa’yı idam ettirdi. Sultan, bu hadiseden sonra askeri tahrik edeceklerini göz önüne alarak ocaktan yetişenlerden yeniçeri ağası olma usulünü kaldırdı ve saraydan yetişme, itimada layık olanlardan ağalığa tayin usulünü getirdi. Yavuz bu hamlelerle adeta orduyu yeniden dizayn ediyordu! Böylelikle, fitneyi yatıştırdıktan, askerin itaatinden emin olduktan sonra, tekrar doğu seferine çıkmak için hazırlıklara girişti. Osmanlı Devleti’nin Ortadoğu’daki hakimiyetinin genişlemesi, Suriye, Filistin, Arabistan yarımadası, Mısır ve Kuzey Afrika’nın doğusuna hakim Memluklü sultanı Kansuh Goriyi harekete geçirip, tedbir almaya sevk etmişti. Şah İsmail de Memluklü sultanına elçiler göndererek sıranın Memluklülere geleceğini bildirmesi üzerine, Kansuh Gori, Şah İsmail ile ittifak kurdu. Sultan Selim Han, aldığı istihbaratlarla Şah İsmail – Kansuh Gori ittifakını haber alınca, 1516’da sadrazam Sinan Paşa’yı kırk bin kişilik bir kuvvetle Safeviler üzerine gönderdi. Sinan Paşa Diyarbekir’e kadar gidecek, burada orduyu dinlendirecek ve geriden gelecek olan Sultan Selim Han’ı bekleyecekti. Sinan Paşa ordu ile Maraş’a geldi. Maraş’tan Diyarbakır’a gidebilmesi için Memluklü idaresinde bulunan Malatya’dan geçmesi gerekiyordu. Sinan Paşa, hududdaki Memluklu beylerinden geçmek için izin istedi. Memluklü Sultanı Kansuh Gori buna izin vermediği gibi, elli bin kişilik bir ordu ile Şam’a geldi. Sinan Paşa durumu Yavuz Sultan Selim’e bildirdi. Bunun üzerine Selim Han, divan toplayıp, müslümanlara işkence ve eziyet edip, Eshab-ı kiram (radıyallahü anhüm) ve Ehl-i sünnet alimlerini kötüleyenlere karşı sefere giderken, buna mani olmak isteyen müslüman bir devlete karşı girişileceği seferin meşruluğuna dair fetva istedi. Devrin meşhur alimlerinden olan şeyhülislam Zenbilli Ali Efendi; “Sapıklara yardım eden de cezalandırılır” manasında fetva verdi. Sultan Selim fetvayı almış olmasına rağmen, Memluklülere Bursa kadısı Zeyrekzade ile Karaca Paşa’yı elçi gönderdi. Lakin elçi hey’etinin Haleb’de Memluk Sultanı tarafından hakarete uğraması ve hapsedilmesi üzerine Sultan Selim 1516 Haziran’ında Üsküdar’dan hareket etti. Ordu-yı hümayun yirmi beş günde Konya’ya ulaştı. Daha sonra Elbistan’da Sinan Paşa kuvvetleri ile birleşti. Bu sırada Şam’da bulunan Mısır Sultanı ordusuyla Mercidabık ovasına hareket edip karargah kurdu. Yavuz Selim de yol üzerinde bulunan Malatya’yı alarak Tel-Habeş mevkiine vardı. Ertesi gün Osmanlı ordusu Halep’ten geçerek, Davud aleyhisselamın makamı önünden Mercidabık çölüne indi ve bir su kenarında karargah kurdu. 24 Ağustos 1516’da iki ordu Mercidabık çölünde karşılaştı. Her iki ordunun mevcudu 60.000 civarında idi. Osmanlı ordusu ateşli silahlar, teşkilat, kumanda hey’eti, sevk ve idare; Memluklü ordusu ise süvari kuvvetleri bakımından üstündü.

Muharebe günü Osmanlı ordusu hilal şeklinde bir düzene geçti. Sultan Selim her zamanki gibi yeniçeri ve azaplar ile merkezde idi. Sağ kanada Anadolu beylerbeyi Zeynel Paşa kumanda ediyordu. Bununla beraber Karaman beylerbeyi Hüsrev Paşa, Şehsüvaroğlu Ali Bey ve Ramazanoğlu Mahmud Bey, Zeynel Paşa’ya yardım edecekti. Sol kanada Rumeli beylerbeyi Küçük Sinan Paşa kumanda edecekti. Diyarbakır beylerbeyi Bıyıklı Mehmed Paşa, İsfendiyaroğlu Mehmed Paşa, Mengli Giray’ın çocukları, Saadet ve Mübarek Giray da Sinan Paşa’ya yardım edeceklerdi. Piyadenin önündeki zincirlerle birbirine bağlı olan üç yüz top zamanı gelince ateşlenecekti. Memluklu ordusunda ise sultan Kansuh Gori ordu merkezinde, Haleb naibi Hayırbay sağ kolda, Şam naibi Sibay ise sol kolda yer almıştı.

Şiddetle cereyan eden savaşın seyrini Osmanlı ordusunda bulunan toplar değiştirdi. Mısır askeri, geri çekilmeye başladı. Bir ara Mısır askeri mızraklarının uçlarına Kur’an-ı Kerim sayfaları bağladılar. Bu durumu gören Yavuz Selim Han, derhal ileri atılıp; “Bunlar hem rafiziye yardımcı olurlar, hem de Kur’an-ı kerimi hilelerine hüccet ederler” diyerek durulmaması emrini verdi. Memluklü askerleri bu atakla perişan oldu. Bu savaşta ordusunun mağlub olduğunu gören Memlük meliki Kansuh Gori’nin de kederinden öldüğü rivayet edilir! Mercidabık’ta kazanılan zafer; Osmanlı Devletine dini, siyasi, askeri, iktisadi pek çok faydalar sağladı. Böylelikle Hilafetin, Osmanlı hanedanına geçme yolu açılmış oldu. Doğuda Osmanlı Devleti’nin son rakibi Mısır-Memluklü Devleti ortadan kaldırılma sınırına geldi. Güneydoğu Anadolu’nun Osmanlı topraklarına katılmasıyla Türk birliği tamamlandı ve Mısır ve Arabistan yolu açılmış oldu.

Kaynaklar

1) Tac-üt-Tevarih, cild-2 sh. 397
2) Şakayık-ı Nu’maniyye zeyli (Atai); sh. 217
3) Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi Tarihi; cild-II, sh. 390 v.d.
4) Müneccimbaşı Tarihi; vr. 93 a
5) Tevarih-i Al-i Osman (Millet Kütüphanesi No. 29) Defter, 9. vr. 25
6) Devlet-i Osmaniyye Tarihi Tercümesi (Hammer); cild-4, sh. 101
7) Selimname (İshak bin İbrahim) Süleymaniye Kütüphanesi, Aşir Efendi Kısmı, No. 655
8) Tabakat-ül-Memalik, Süleymaniye Kütüphanesi, Ayasofya kısmı. No. 3396
9) Tarih-i Sultan Selim Han (Celal-zade Salih Çelebi), Süleymaniye Kütüphanesi, Hüsrev Paşa Kısmı. No. 354
10) Osmanlı Tarihi (İ. H. Uzunçarşılı) cild-2, sh. 233
11) Rehber Ansiklopedisi; cild-15, sh. 141
12) Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye
13) Osmanlı-İran Siyasi Münasebetleri (B. Kütükoğlu).
14) Yeni Kaynak ve Vesikaların Işığı Altında Yavuz Sultan Selim’in İran Seferi (Ş. Tekindağ, Tarih Dergisi cild-XVII, sayı 22); sh. 49, 76

Sizin Tepkiniz Nedir?

Üzgün Üzgün
10
Üzgün
Kızgın Kızgın
9
Kızgın
Hahaha Hahaha
8
Hahaha
Beğendim Beğendim
6
Beğendim
İnanılmaz İnanılmaz
5
İnanılmaz
Sevdim Sevdim
4
Sevdim
Beğenmedim Beğenmedim
2
Beğenmedim
Entel Bilgiç
Ağırlıklı olarak Osmanlı tarihi ile ilgilenen ve edindiği çeşitli bilgiler ışında sizleri bilgilendiren bir youtube kanalıdır.

0 Yorum

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Yazı Formatı Seçiniz
Serbest Yazı
Yazılarınıza Görseller Bağlantılar Ekleyebilirsiniz
Video
Youtube and Vimeo Embeds