ZAMAN YOLCULUĞU PARADOKSLARI | FELSEFİ VE MANTIKİ AÇIDAN ZAMAN YOLCULUĞU


Bir anda kendinizi 1300’lü yılların ortasında bulmak ister miydiniz? Ya da siber savaşların yaşandığı bir gelecekte? Evet, oldukça kritik bir konu: zaman yolculuğu. Peki, zaman yolculuğu mantıksal açıdan mümkün olabilir mi yoksa zamanda yolculuk kavramı doğrudan kendisiyle mi çelişir? Zaman yolculuğuyla alakalı nasıl paradokslar var? Zaman yolculuğu yapmak nasıl problemlere sebep olacaktır? Gelin videonun devamında zaman yolculuğunu felsefi ve mantıksal açıdan değerlendirelim.

(intro)

            İlerleyen zamanlarda zaman yolculuğunun bilimsel arka planını ele alacağımız bir video yapacağız. Bu video aslında o videoya bir ön hazırlık. Yani zaman yolculuğu felsefi açıdan mümkün mü, mümkünse hangi şartlar altında mümkün bunu özümseyelim öne bu videoda.

Zaman yolculuğuyla alakalı şu ana kadar geliştirilmiş paradoksları üç gruba ayırabiliriz. Bilgi paradoksu, nedensellik paradoksu ve dede paradoksu. Şimdi gelin bu üç paradoksu örnekler üzerinden inceleyelim.

Bilgi paradoksu şunu söyler: Yolda yürüyorsunuz diyelim. Bir anda karşınıza can çekişen bir adam çıktı. Belli ki kalp krizi geçiriyor ve ölecek. Size elindeki defteri uzatıp bunu almanızı istedi siz de adamı kıramadığınız için aldınız peşinden de adam öldü. Defteri açıp içine baktığınızda bunun aslında bir zaman makinesi yapmak için gerekli olan talimatlar olduğunu fark ettiniz. İlk başta inanmasanız da sonra denemekten zarar gelmez diyerek zaman makinesini 15 yıl emek vererek tasarladınız. Sonrasında da size bu talimatları veren kişiye ulaşabilmek için 15 yıl öncesine tam da defteri adamın elinden aldığınız yere gittiniz. Ancak zaman yolculuğu sırasında yaşadığınız gerilim sizi epeyce yordu ve kalp krizi geçirmeye başladınız. Makineyi ayarladığınız zaman ve mekâna ulaştınız ancak can çekişiyorsunuz. Oradan çekmekte olan bir çocuk gördünüz ve defteri ona verip öldünüz. Ancak o da ne! Meğerse defteri verdiğiniz kişi 15 yıl önceki kendinizmişsiniz. Bu da size defteri veren kişinin sizin 15 yıl sonraki hali olduğunuz anlamına geliyor. O zaman ona da defteri veren kişi sizdiniz. Peki o zaman bu zaman makinesi talimatlarını kim yazdı? Zaman makinesinin icat edilebilmesi için o defterin birilerinden alınması gerekiyordu ama söz konusu olan herkes yani siz o defteri bir başkasından yani kendinizden almıştınız. Zaman kısır bir döngüye girmişti. Yani o defter ve içindeki bilgiler ya hep vardı ya da hiçlikten geliyordu.

Diğer bir paradoks türü olan nedensellik paradoksu da şunu söyler: Normalde bir şeyin önce nedeni olur sonra da bu neden bir sonuca ulaşır. Şimdi bu durumu zaman yolculuğuna uyarlayalım. Büyük bir patlamada çok sevdiğiniz bir arkadaşınızı kaybettiniz diyelim. Bu patlamayı engellemek için bir zaman makinesi inşa ettiniz ve patlamanın olduğu zamana geri döndünüz. Tam belirdiğiniz yer aslında yolun ortasıymış ve o sırada oradan geçen yakıt tankeri size çarpmamak için kaza yapınca büyük bir patlama yaşanmış. Evet yani aslında arkadaşınızın öldüğü patlamaya siz sebep olmuşsunuz. Bu da arkadaşınızın ölmesine sebep olan şeyin sizin o kazaya neden olmanız olduğu anlamına geliyor. Önce sonuç sonra neden gerçekleşmiş. Bu da bir paradoksa giriyor.

Son paradoks türümüz ise dede paradoksu. Bu paradoks kendi varlığınızla çelişmektedir. Nasıl mı? Paradoks şu şekilde işliyor: Diyelim ki bir zaman makinesi icat ettiniz ve geçmişe gittiniz. Orada gencin biriyle tartıştınız ve onu öldürdünüz. Meğerse bu genç sizin dedenizmiş. Bu durumda dedeniz nenenizle hiç tanışmamış olacak dolayısıyla da anneniz dünyaya gelmeyecektir. Anneniz dünyaya gelmezse siz de hiçbir zaman var olmamış olacaksınız. Ama hiçbir zaman var olmazsanız zaman makinesi icat edip geçmişe de gidemezsiniz. Geçmişe gidemezseniz dedenizi kimse öldürmeyecektir. Hayatta kaldığı için nenenizle tanışabilecek anneniz dünyaya gelecektir. Dolayısıyla siz de doğabileceksiniz. Ama eğer doğarsanız zaman makinesi icat edip geçmişe giderek dedenizi öldürebilirsiniz. Yani o zaman var mısınız yoksa yok musunuz? Dedeniz öldü mü yoksa yaşıyor mu? Zaman yine bir döngüye girmiş olur.

Gördüğünüz üzere bu üç paradoks sebebiyle zaman yolculuğu konusunda mantıksal problemler ortaya çıkmaktadır. Peki zaman yolculuğu mantıksal olarak imkansızdır diyebilir miyiz? Aslında zaman yolculuğunu mümkün kılan bir durum var: çoklu evren teorisi. Yani siz aslında kendi geçmişinize gitmiyorsunuz. Zamanda yolculuk etseniz dahi aslında hâlâ bir önceki halinizin geleceğindesiniz. Zaman makinesinin yaptığı şey sizi henüz geçmişin yaşandığı bir evrene götürmek. Yani mesela dede paradoksunda kendi dedenizi değil 1950 yılının yaşanmakta olduğu bir evrendeki sizin dedesini öldürmüş oluyorsunuz. Yani çok çok 1950 yılının yaşanmakta olduğu evrenin 50 yıl sonrasında doğacak olan sizin versiyonunuzu ortadan kaldırmış olursunuz.

O zaman şu soruyu da soralım: Zaman yolculuğu yapılabiliyor ise zaman yolcularıyla niye hiç karşılaşmadık? Ona da şu açıdan bakalım. Sonsuz tane çoklu evren varsa ve sonsuz artı sonsuz yine sonsuza eşitse bu şu anlama gelir: sonsuz tane içerisine zaman yolculuğu yapılmış evren olabileceği gibi sonsuz tane kendisine hiç zaman yolculuğu yapılmamış evren de olabilir ve biz de o sonsuz tane evrenin birinde yaşıyor olabiliriz. Kısaca delilin yokluğu yokluğa delil değildir. Ancak dediğimiz gibi bu zaman yolculuğunun yapılabilir bir şey olduğunu kanıtlamaz. Çoklu evren, olası zaman yolculuklarından doğabilecek paradoksları ortadan kaldırmak için ortaya atılmış bir teori sadece. Peki, sizce zaman yolculuğu gerçekleştirilebilir bir şey mi? Yorumlarda düşüncelerinizi belirtebilirsiniz.

Böylece bir videonun daha sonuna gelmiş olduk. Videolarımızdan haberdar olmak için abone olmayı ve bizlere destek olmak için videoyu beğenmeyi unutmayın.

Exit mobile version